Blog

Prof. Dr. Ersan Şen

ARTICLES OF THE AUTHOR
Adil/Dürüst Yargılanma İlkesi Işığında Tanık Sorgulama Hakkı
12.04.2023 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Berra Berçik, Stj. Av. U. Ateş Eskitaşcıoğlu

Bu yazımızda; Anayasa Mahkemesi’nin 08.02.2023 tarihli ve 2019/39608 başvuru numaralı Yusuf Fil kararı ışığında, tanık sorgulama hakkı, adil/dürüst yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilecektir. Başvurunun konusu; yapılan yargılama sonucu silahlı terör örgütü üyesi (FETÖ/PDY) olma suçundan hakkında 9 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edilen başvurucunun, yargılama sırasında karara esaslı şekilde etki eden aleyhe tanık beyanlarının mahkeme huzurunda dinlenilmemesi ve başvurucunun tanığa soru sorma hakkının kullandırılmaması sebebiyle adil/dürüst yargılanmadığı iddiası oluşturmaktadır.

Süre Tutum Dilekçesi ve Mahkemeye Erişim Hakkı ile AYM′ye Başvuru Süresinin Azlığı
12.11.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. Berra Berçik

Bu yazımızın konusunu; Anayasa Mahkemesi’nin, istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddedilmesi üzerine, mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasını değerlendiren, 14.09.2022 tarihli ve 2019/12803 başvuru numaralı İhsan Yücel ve Necmiye Anaç kararı oluşturmaktadır.

Mahkumiyetlerin Seçilme Yeterliliğine Etkisi
08.11.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer Berkün

Anayasa m.101/1’de; Cumhurbaşkanının “milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olması” şartı aranmaktadır. 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’nun “Seçilme yeterliği” başlıklı 6. maddesine göre; “Kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip her Türk vatandaşı Cumhurbaşkanı seçilebilir”.

Belirleyici Delilin Tanık Beyanı Olması ve Tanığı Sorgulama Hakkı
30.10.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. Berra Berçik

Bu yazımızda; tek veya belirleyici delilin tanık beyanı olduğu durumlarda adil/dürüst yargılanma hakkı kapsamında korunan tanık sorgulama hakkına ilişkin riayet edilmesi gereken usuli güvenceler, mahkeme kararları çerçevesinde incelenecektir.

CMK m.193/2 ve Suçsuzluk/Masumiyet Karinesi
14.10.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. Berra Berçik

Anayasa Mahkemesi 08.09.2022 tarihli ve 2021/118 E. 2022/98 K. sayılı kararında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.193/2’de yer alan, “Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkumiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir.” hükmünün iptali talebini incelemiştir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu′nda İptal Edilen Hükümler
22.09.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. Berra Berçik

Anayasa Mahkemesi, 20.09.2022 tarihli ve 31959 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08.09.2022 tarihli ve 2022/54 E. 2022/99 K. sayılı kararında; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu m.54/a ile m.65/a’nın 9 numaralı alt bendine yer alan “ile öğrencilerin” ibaresinin, “...disiplin işlemleri...” ve “…ile ilgili hususlar...” yönünden Anayasaya aykırı olduğu itirazını incelemiştir.

Haziran 2023 Seçimleri ve Erken Seçim Kararı
13.09.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen

Anayasanın 77. ve 116. maddelerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Cumhurbaşkanının seçimine ilişkin genel çerçeve çizilmiştir. Cumhurbaşkanının adaylık ve seçimine ilişkin Anayasa m.101’de ayrıntılı bir düzenlemeye yer verilmiş, milletvekili seçilme yeterliliği ise Anayasa m.76’da belirtilmiş, Anayasa m.75’de ise TBMM’nin genel oyla seçilen 600 milletvekilinden oluşacağı ifade edilmiştir.

AYM Kararı Çerçevesinde Mülkiyet Hakkının Yatay Etkisi
10.09.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. Berra Berçik

Bu yazımızda; Anayasa Mahkemesi’nin 25.05.2022 tarihli ve 2018/36546 başvuru numaralı Gülsün Giley kararı çerçevesinde mülkiyet hakkının yatay etkisi incelenecektir. Başvurunun konusunu; temsil yetkisini kötüye kullanan vekil tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışı işlemine istinaden alıcı adına yapılan tescilin iptali istemi ile açılan davada, hukuka aykırı karar verildiğinden bahisle mülkiyet hakkının, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiaları oluşturmaktadır.

Zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersinde Takdirin Sınırı
10.08.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. Berra Berçik

Bu yazımızda; Anayasa Mahkemesi’nin 07.04.2022 tarihli ve 2014/15345 başvuru numaralı kararı incelenecektir. Başvurunun konusunu, öğrencinin din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muafiyet imkanı bulunmaması nedeniyle ebeveynlerin eğitimde ve öğrenimde dini ve felsefi inançlarına saygı gösterilmesini isteme hakkının ihlali iddiası oluşturmaktadır.

Hakimlik ve Savcılık Yapanın AYM Üyeliğinde Dosya Bakma Sınırı
30.08.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Mehmet Vedat Ervan

Bu yazımızda incelenecek olan hukuki sorun; bireylerin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda öngörülen olağan kanun yollarını tüketmesinin ardından Anayasa Mahkemesi’ne hak ihlali iddiası ile bireysel başvuruda bulunmaları sonucunda gerçekleştirilecek olan incelemeye, daha öncesinde ilgili soruşturma veya kovuşturmada Cumhuriyet savcısı veya hakim sıfatı ile yer alan başkan veya üyelerin katılıp katılamayacağına ilişkindir.

Türk Vatandaşlığının Kazanılmasında “İyi Ahlak Sahibi Olmak” Şartı
20.08.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. Alperen Gözükan

Anayasa Mahkemesi; 17.06.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan, 03.03.2022 tarihli ve 2018/31431 başvuru numaralı kararında, Türk vatandaşlığını kazanmak için İçişleri Bakanlığına başvuran Rus uyruklu yabancının, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 11. maddesinde yer alan “iyi ahlak sahibi olmak” şartını sağlamadığı gerekçesiyle vatandaşlık talebinin reddedilmesi işleminde, yeterli gerekçe gösterilmediğinden, başvurucunun özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Fiyat İstikrarı Komitesi Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin İptali
19.08.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. Berra Berçik

Öncelikle belirtmeliyiz ki; Anayasa Mahkemesi, hukukilik denetimini aşarak serbest piyasa düzeninde Fiyat İstikrarı Komitesi kurulamayacağına dair bir karar vermemiş, konuyu hukukilik denetimine uygun şekilde ve Cumhurbaşkanının hazırlayıp çıkarma yetkisine sahip olduğu eski kanun hükmünde kararnamelerin yerine geçen Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin konu sınırları kapsamında inceleyip karar vermekle yetinmiştir. Anayasa Mahkemesi yetki aşımında bulunmadığı gibi, yasama ve yürütme organlarının yetki alanlarına da müdahale etmemiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin CMK m.308A’nın Birinci Cümlesini İptal Kararı
26.04.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. Cem Serdar, Stj. Av. Berra Berçik

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308/A maddesinin, Anayasanın 2., 10., 13. ve 16. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’nde itiraz (somut norm denetimi) yoluna başvurmuş, Anayasa Mahkemesi de 26.01.2022 tarihli, 2021/48 E. ve 2022/7 K. sayılı kararında oybirliğiyle CMK m.308/A’nın ilk cümlesinde yer alan hükmün iptaline karar vermiştir.

Seçim Kanunları Değişikliği Teklifi
29.03.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen

14.03.2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulan Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi 15 maddeden oluşmaktadır. Teklifte yer alan üç hususu değerlendirmek gerekir. Birincisi ülke seçim barajı, ikincisi il ve ilçe seçim kurullarının teşkili ve üçüncüsü de seçim döneminde Cumhurbaşkanına tanınacak ayrıcalıktır.

6 Partinin Deklarasyonunda Öne Çıkan 1921 Anayasası Vurgusu
28.03.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen

Yeni yönetim sistemi konusunda ortak hareket eden 6 siyasi partinin 28 Şubat 2022 günü “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” adlı Deklarasyonunun önemli başlıkları ve içerikleri bir kenara bırakıldı ve tartışma, Deklarasyonda neden “C. Yeni Bir Sistem Öneriyoruz” başlığı altında neden “1921 Anayasasının nispeten kapsayıcılığının peşinden kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sonraki Anayasalarında daha dar kalıplara girmiştir.” cümlesine yer verildiği, bununla amaçlananın ne olduğu ve 1924 Anayasası’na değinilmemesinin gerekçesinin ne olduğu üzerine odaklandı.

HAGB Kararı İşe Girmeye Engel veya Çalışma İzninin İptaline Neden Olabilir mi?
03.03.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Dr. Erkan Duymaz

Konu: İşbu yazımızda, Anayasa Mahkemesi’nin 2021/30 E., 2021/82 K. sayılı ve 04.11.2021 tarihli kararı hakkında kısa bir değerlendirme yapılacaktır. Yazı konusu; hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının, işe girmeye engel veya çalışma izninin iptaline neden olup olmayacağına ilişkindir.

Yargıtay ve Danıştay Üyeliği Süre ile Sınırlandırılabilir mi?
05.02.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız

Türk Anayasasının 139. maddesine göre hakim; meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymesi, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılması veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilmesi halleri hariç azlolunamaz, kendisi istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz. Bu düzenleme, yargı bağımsızlığı sağlamaya yönelik hakimlik teminatını oluşturmaktadır. Böylelikle hakimlerin siyasi, sosyal ve seçime bağlı etkilerden bağımsız, en iyi hukuk anlayışlarına dayalı olarak karar vermeleri sağlanmak amaçlanmaktadır.

Basın ve Yayım Faaliyetleri ile İlgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi
02.02.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen

Kanunların ve yönetmeliklerin tatbikinde yol göstermek, bir konuyu aydınlatmak, bir hususa dikkat çekmek gibi amaçlarla ilgili yerlere ve ilgililere gönderilen yazı olarak tanımlanan “genelge” Anayasanın iki yerinde geçmektedir: Anayasa m.138/2 ve m.159/9. Normlar hiyerarşisinin en altında yer alan genelge dayanağını kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile buna göre çıkarılan yönetmelikten almak zorundadır.

Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkı Açısından AYM’ye Bireysel Başvuru Yolunun Etkililiği
01.02.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Dr. Erkan Duymaz

Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının tanınması ile birlikte İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin Türkiye aleyhine verdiği ihlal kararlarının sayısında ciddi bir düşüş yaşanmıştır. AYM, 31.12.2021 tarihi itibariyle toplam 25.857 başvuruda en az bir hakkın ihlal edildiğine karar vermiştir. İHAM’ın 1959 ila 2020 yıllarında İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne taraf bütün devletler hakkında en az bir hakkın ihlal edildiğine karar verdiği toplam başvuru sayısının 20 binin altında olduğu dikkate alındığında, AYM’nin 9 yıllık performansının oldukça etkileyici olduğu ve çok sayıda hak ihlalinin İHAM’dan önce AYM tarafından tespit edildiği söylenebilir.

“Silahların Eşitliği” İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin AYM Kararı
29.01.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. Cem Serdar

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü; 17.11.2021 tarihli ve 2019/38857 başvuru numaralı Gurbet Çoban başvurusunda ileri sürülen, idari para cezasına ilişkin itiraz sürecinde deliller değerlendirilirken kolluk tutanağına aksi ispat edilemeyecek seviyede üstünlük tanınması nedeniyle adil/dürüst yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını değerlendirmiştir.

HAGB Kararının Kötü Muamele Yasağını İhlal Ettiğine İlişkin AYM Kararı
06.01.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. Cem Serdar

Anayasa Mahkemesi’nin Genel Kurulu; 17.05.2018 tarihli ve 2014/19112 başvuru numaralı gizlilik talebi kabul edilen başvuruda ileri sürülen, cinsel saldırı suçu ile ilgili yargılama sonucunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasını değerlendirmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Önerisi
23.03.2018 / Prof. Dr. Ersan Şen

Bu öneri; sadeliği ve kısalığı ile ön plana çıkmakta, kişi hak ve hürriyetleri ile yönetim sisteminin çerçevesini, Başlangıç hükümleri ve toplam 23 maddede belirlemektedir.

Siyasi Partinin Kapanmasına Sebebiyet Veren Milletvekili
07.10.2021 / Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. Cem Serdar

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen iddianameyle; Halkların Demokratik Partisi hakkında Anayasa Mahkemesi’nde temelli kapatılma davası açılması sonrası, kapatma kararı verilmesi halinde, söz, faaliyet ve eylemleri ile partinin kapanmasına sebebiyet veren ve kapatma kararıyla birlikte siyasi yasak alan milletvekillerinin hukuki durumunun ne olacağı sorusu gündeme geldi. Bu meseleye cevap bulmak amacıyla yazımızda ele alacağımız hukuki sorun; kapatma davasında, hakkında siyasi yasak istenen ve kapatma kararı çıkması durumunda beyan, faaliyet ve eylemleriyle partinin Anayasaya aykırı eylemlerin odağı haline gelmesine, kapatılmasına sebebiyet veren milletvekillerinin bu görevlerinin devam edip etmeyeceğidir.

MGK Kararlarının Hukuki Niteliği
02.10.2021 / Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. Cem Serdar

Genel kanaate göre “Milli Güvenlik Kurulu” niteliğinde bir kurumun Anayasaya ve siyaset hayatımıza 1961 Anayasası ile ilk olarak girdiği düşünülse de bu düşünce isabetli değildir. Milli Güvenlik Kurulu’nun bugünkü işlevi niteliğinde olan kurumlardan, Yüksek Müdafaa Meclisi Umumi Katipliği 1933 ila 1949 yıllarında, Milli Savunma Yüksek Kurulu ve Genel Sekreterliği ise 1949 ila 1962 yıllarında Milli Güvenlik Kurulu’nun bugünkü işlevini yerine getirmiştir.

Orman Yangınlarında Yetki Tartışması ve Vatan
07.08.2021 / Prof. Dr. Ersan Şen

28.07.2021 günü itibariyle başlayan ve özellikle Akdeniz havzasında bulunan ormanlarımız ile bu bölgede yaşayan vatandaşlarımızın ve canlıların ciddi şekilde etkilendiği, zarara uğradığı bir yangın fırtınası ile karşı karşıya kaldık.

HSK Seçimleri Yaklaşırken
02.04.2021 / Prof. Dr. Ersan Şen

HSK seçimlerinde; ilk bakışta, Cumhurbaşkanının birinci sınıftan hakim ve cumhuriyet savcıları arasından seçeceği dört üyede sorun yaşanmayacağı düşünülebilir, ancak TBMM′nin seçeceği üye sayısının yedi olması, Cumhur ve Millet İttifaklarının kendi içlerinde blok hareket etme ihtimalinin yüksekliği, Anayasa m.159’a göre Karma Komisyonda adayları ve Genel Kurulda üyeleri seçme çoğunluğunun her iki İttifakta da olmadığı dikkate alındığında, üye seçimi her iki İttifakın tercihi ve isteği dışında gerçekleşebilir.

Uluslararası Andlaşmaların Yürürlüğünde ve Sonlandırılmasında Yetki İhtilafı
28.03.2021 / Prof. Dr. Ersan Şen

Anayasa m.87’de ve m.90’da; Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından milletlerarası andlaşmaların onaylanmasının uygun bulunmasında, hangi andlaşmaların onay kanunu kapsamına girdiğinden ve hangi andlaşmaları yürütme organı olan Cumhurbaşkanının TBMM’den onay kanunu olmaksızın yürürlüğe koyulabileceğinden bahsedildiği, bunlara ilişkin hükümlere yer verildiği görülmekle birlikte, andlaşmaların nasıl sonlandırılabileceğine veya andlaşma hükümlerinin yürürlüğünün hangi merasimle durdurulabileceğine ilişkin hükümlere Anayasa m.87’de ve hatta m.90’da yer verilmediği görülmektedir.

HDP’nin Kapanması Halinde Kapatılma Davası Düşer mi?
22.03.2021 / Prof. Dr. Ersan Şen

2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun “Kapanma kararının kapatmaya ilişkin hükmün sonuçlarına etkili olamayacağı:” başlıklı 108. maddesine göre; “Bir siyasi partinin kapatılması için dava açıldıktan sonra partinin yetkili organı tarafından verilen kapanma kararı, Anayasa Mahkemesinde açılmış bulunan kapatma davasının yürütülmesine ve kapatma kararı verilmesi halinde doğacak hukuki sonuçlara engel değildir”.

Milletvekilliğinin Düşmesi ve Düşmenin Denetimi
22.03.2021 / Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. Mehmet Vedat Ervan

Anayasa Mahkemesi’ne göre; “Anayasa; Devlet yapısının temelidir. Devlet kuruluşlarının yapısı ve düzeni, bu kuruluşların yetkileri ve birbirleriyle olan ilişkileriyle karşılıklı durumları devlet ve kişilerin haklarıyla ödevleri, bu hukuksal yapının bütününü oluşturur” .

2021 Yılı HSK Seçimleri
14.03.2021 / Prof. Dr. Ersan Şen

Anayasa m.159’a göre 13 üyeden oluşan Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyelerinin seçimi için 4 yıllık süre yakında dolacak ve Nisan 2021’in ikinci haftasında 13 üyeden 7’sinin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilmesi sürecine başlanacak, 2 üye hariç diğer 4 üye de Cumhurbaşkanı tarafından seçilecektir.

Kurucu İrade ve Yeni Anayasa
01.03.2021 / Prof. Dr. Ersan Şen

16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halkoylamasıyla gerçekleştirilen Anayasa değişiklikleri sonrasında Türkiye Cumhuriyeti, parlamenter sistemi terk edip, yeni yönetim sistemi sonrasında başkanlık sistemine (her ne kadar cumhurbaşkanı hükümet sistemi denilse de) geçmiştir. Ülkede bir rejim değişikliği olmamıştır.

Cumhurbaşkanının Üçüncü Defa Seçilmesi
26.02.2021 / Prof. Dr. Ersan Şen

Cumhurbaşkanının daha önce iki defa aday olup seçildiği ve Anayasa m.101/2’nin ikinci cümlesinde yer alan “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.” hükmü ve bu hükümde yer alan “en fazla iki defa” ibaresi sebebiyle yeniden, yani üçüncü kez seçilemeyeceğine dair bir görüş bulunmaktadır. Esasen Anayasa m.101/2’nin ikinci cümlesinde aday olabilme sayısı ile ilgili sınırlama bulunmayıp, en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilme yönünde kısıtlama getirildiği görülmektedir. Anayasa m.101/2’nin gerekçesinde; “Bu maddeyle, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ve görev süresinin 5 yıl olması ile bir kişinin iki defadan fazla Cumhurbaşkanı seçilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.” denilerek, Cumhurbaşkanının aday olabilme ve seçilmesi sayıları arasında fark gözetilmediği anlaşılmaktadır.

Anayasa, Kanun, AYM ve İHAM Kararlarında Siyasi Parti Kapatma
21.02.2021 / Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. İrem Şen

Anayasanın “Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma” başlıklı 68. maddesinin dördüncü fıkrasına göre; “Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez”.

Şu An Anayasa Değişikliği Bir İhtiyaç mı?
03.02.2021 / Prof. Dr. Ersan Şen

Ülkemizde gün geçmiyor ki; geçici, kalıcı ne sorun varsa çözebilmek için reform çağrıları yapılmasın, kimisi samimi, kimisi gerçek gündemi örtmek veya ötelemek, kimisi safları sıklaştırmak için, ekonomide, hukukta, yargıda, adalette değişim rüzgarları estiriliyor, peki işe yarar mı? Şimdi de pek yakın zamanda değişen Anayasanın yeniden kısmen veya toptan değiştirilmesi tartışmaları başladı.

Rektör Atanması Usulünün Anayasaya Uygunluğu Sorunu
8.1.2021 / Prof.Dr. Ersan Şen

Aşağıda; 06.11.1981 tarihinde yürürlüğe giren ve üniversite tüzel kişiliğinin temsil eden rektörün atanmasını düzenleyen 2547 sayılı Kanunun 13. maddesine ve bu maddede üç kez yapılan değişikliklere yer verildikten sonra, rektör atanması usulünün Anayasaya uygun olup olmadığı ile ilgili kısa değerlendirmede bulunulmuştur. 06.11.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun “Rektör” başlıklı 13. maddesinin (a) fıkrasının 1. paragrafına göre; “Atanması: Üniversite tüzelkişiliğinin temsilcisi olan rektör, Yükseköğretim Kurulunun önereceği yükseköğretimden sonra en az onbeş yıl başarılı hizmet vermiş tercihen devlet hizmetinde bulunmuş ikisi üniversitelerde görevli profesörlerden olmak üzere dört kişi arasından Devlet Başkanınca beş yıl için atanır. Önerilenler atanmadığı ve iki hafta içerisinde yeni adaylar gösterilmediği takdirde Devlet Başkanınca doğrudan atama yapılır. Süresi biten rektör yeniden atanabilir”.

Hukukun Evrensel İlke ve Esasları
04.04.2017 / Prof.Dr. Ersan Şen

Sürekli yenileyip geliştirdiğimiz hukukun evrensel ilke ve esasları aşağıda 27 başlık altında topladık. Hukukun evrensel ilke ve esasları; demokratik hukuk toplumlarının vazgeçilemez ve devredilemez değerleri olup, herkes tarafından bilinmesi gereken kanunun ve uygulamanın temel kaynaklarıdır. Bu ilke ve esaslar, insanlık tarihinin yüzyıllara yayılan çekişmeleri, kavgaları ve savaşları neticesinde 20. yüzyılın sonlarına doğru netleşmiş ve birçok uluslararası sözleşme ile anayasada yerini bulmuştur. Hukukun evrensel ilke ve esasları arasında altlık üstlük ilişkisi olmayıp, birbirine eşittir ve hepsi aynı önemi haizdir.

Aynı Zamanda Cumhurbaşkanı ve Başbakan Olmak
07.10.2015 / Prof. Dr. Ersan Şen

Başbakan olabilmenin ön şartı milletvekili olmaktır. Bizde, aynı anda Cumhurbaşkanı ve Başbakan olabilmek mümkün değildir. Çünkü Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır.

Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuruda Tespitler
07.10.2015 / Prof. Dr. Ersan Şen

6216 sayılı Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 23.09.2012 tarihinde yürürlüğe giren 45. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir”.

Başbakan İstifa Etmek Zorunda mı?
07.10.2015 / Prof. Dr. Ersan Şen

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ilk seçimi sırasında yaşanan ve “367 krizi” olarak bilinen hadisenin ardından yapılan tepki içerikli Anayasa değişikliğinde, Cumhurbaşkanını halkın temsilcileri olan milletvekillerinin değil, doğrudan halkın seçmesi usulü kabul edildi. Parlamenter demokrasiye, Anayasa ile kabul edilen sisteme, Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerine ters olan bu seçim usulünün, özellikle “sorumsuz Cumhurbaşkanı” kuralından dolayı isabetli olmadığını söylemek isteriz. Şimdi halkın seçeceği Cumhurbaşkanının “de facto” olarak “Devlet Başkanı” sıfatı ile Ülkeyi yöneteceği söylenmektedir ki, Anayasa ve kanunlar karşısında bu düşünce tartışmaya dahi açılıp savunulamaz. En azından Anayasa ve yönetim sistemi değişmedikçe, Türkiye Cumhuriyeti’nde parlamenter sistem geçerliliğini korumaya devam edecektir.

07.10.2015 / Prof. Dr. Ersan Şen

Anayasa Mahkemesi’nin en bilinen görevi, kanunların Anayasaya aykırılığı iddiasıyla açılan iptal başvurularını incelemektir. 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği, 23 Eylül 2012 tarihinden sonra kesinleşen işlem, eylem ve kararlara karşı bireysel başvuru yolunu açmıştır. Bu iki yöntemi birbirine karıştırmamak gerekir.

Anayasa Mahkemesi ve Adalet
07.10.2015 / Prof. Dr. Ersan Şen

Kişi hak ve hürriyetlerini koruyan Yüksek Mahkeme, hukukun evrensel ilke ve esaslarına aykırı olan kanunlar ile hakları ihlal edildiğini iddia eden bireylerin başvurularını incelemektedir. 1961 Anayasası ile kurulan Yüksek Mahkeme, bugüne kadar kişi hak ve hürriyetlerinin korunmasında en etkin yargı mercii olma özelliğini taşımaktadır. Yüksek Mahkemenin bazı kararları sert şekilde eleştirilmiş, kararlarının siyasi içerikli olduğu, yürütme ve yasama organlarına müdahale içerdiği de söylenmiştir.