- CATEGORIES
- All Blogs
- Criminal Law
- Administrative and Tax Law
- Constitutional Law
- Human Rights Law
- Civil Law
- General Data Protection Regulation
- AUTHORS
- All Authors
- Prof. Dr. Ersan Şen
- Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız
- Dr. Erkan Duymaz
- Taner Akıncı
- Mert Maviş
- Ertekin Aksüt, LL.M.
- Beyza Başer Berkün, LL.M.
- Erkam Erdem, LL.M.
- Nur Zeynep Şen, LL.M.
- Seren Kutadgu, LL.M.
- Mehmet Erman Görür, MBA
- Buğra Şahin, LL.M.
- Tuncay Yılmaz
- Yılmaz Komit
- Mahmut Can Kanberoğlu
- Mehmet Vedat Ervan, LL.M.
- Cem Serdar
- Alperen Gözükan
- Enes Efe
- Berra Berçik
- Tamer Berk Bayraklı
- U. Ateş Eskitaşçıoğlu
- Ahmet Faruk Asafgil
- Aybike Tümer
- Eren Polat Kutlu
- Öykü Taner
- Doğa Ceylan
- Beyzanur Kaya
- Beyza Kuver
- Dilşad Firuze Kaplan
- Furkan Aslan
- Nisan Bektaş
- Ece Efeoğlu
- Yusuf Baha Yılmaz
- Sevgi Aksoy
- Mehmet Emin Özdemir
- Bengisu Güripek
Beyza Başer Berkün, LL.M.
Tutuklu veya Hükümlü Yabancının Cezaevinde Ziyareti
07.02.2023 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer BerkünTutuklu ve hükümlülerin ziyaretine ilişkin usul ve esaslar; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m.83 ila 86 ve Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik hükümlerinde düzenlenmiştir. Yabancı tutukluların ve hükümlülerin ziyaretine dair uygulama şartları, İnfaz Kanunu m.84’de ve Yönetmelik m.27 ila 33’de yer almaktadır. Bu hükümlere göre;
Çıkar Amaçlı Suç Örgütlerinde Bazı İnfaz Sorunları
18.10.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer BerkünÇıkar amaçlı suç örgütleri ile ilgili koşullu salıverilme hesabında; Türk Ceza Kanunu m.6/1-j’de yer alan “örgüt mensubu” tanımının, örgüt mensubu olanlar hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanacağını öngören TCK m.58/9’un ve örgütlü suçlarda koşullu salıverilmeyi düzenleyen 5275 sayılı İnfaz Kanunu m.107/4’ün dikkate alınması gerekir.
5651 sayılı Kanun Kapsamında İçeriğin Çıkarılması ve Erişimin Engellenmesi ile Yeni Kanun Teklifi Hakkında Bilgi Notu
06.10.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer BerkünErişimin engellenmesi: Alan adından erişimin engellenmesi, IP adresinden erişimin engellenmesi, içeriğe (URL) erişimin engellenmesi ve benzeri yöntemler kullanılarak erişimin engellenmesidir (5651 sayılı Kanun m.2/1-o). İçeriğin yayından çıkarılması: İçerik veya yer sağlayıcılar tarafından içeriğin sunuculardan veya barındırılan içerikten çıkarılmasıdır (5651 sayılı Kanun m.2/1-ö). Sosyal ağ sağlayıcı: Sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişilerdir (5651 sayılı Kanun m.2/1-s).
Bihakkın ve Fiili İnfaz Sürelerini Aşan Tutuklulukta Tazminat
03.10.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer BerkünGiriş: “Tutukluluğun Değerlendirilmesinde ‘Fiili İnfaz Süresi’ Kriteri” ve “Kadir Şeker’in Tahliyesi ile Gündeme Gelen Tutuklulukta ‘Fiili İnfaz Süresi’ Sorunu” başlıklı yazılarımızda, kesinleşmiş hapis cezalarının fiili infaz sürelerini geçen tutukluluklardan kaynaklanan sorunları ve çözüm önerilerini daha önce ortaya koymuştuk. Bu defa; bihakkın tahliye ve fiili infaz süresini aşan tutukluluktan kaynaklanan tazminat sorunu ile bu sorunun giderilmesi için ne yapılması gerektiği hakkında görüşlerimizi ortaya koyacağız.
Sahte Telekomünikasyon Aboneliği Suçunda Yeni Düzenleme ve Muhtemel Uygulama Sorunları
26.07.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer Berkün05.07.2022 tarihinde yürürlüğe giren 7417 sayılı Kanunun 52. maddesiyle; 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na eklenen Geçici m.7’de, 31.12.2021 tarihine kadar işlenen, kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi veya işlemi yapmak veya yaptırmak suçundan dolayı kamu davasının açılmasının, kovuşturmanın ve cezanın infazının ertelenmesi düzenlenmiştir.
Kadir Şeker’in Tahliyesi ile Gündeme Gelen Tutuklulukta “Fiili İnfaz Süresi” Sorunu
08.07.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer Berkün07.07.2022 tarihi itibariyle; Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin bozma kararı sonrasında bu defa hakkında 12,5 yıl yerine 10 yıl 10 ay hapis cezası verilen Kadir Şeker’in tutukluluğuna müdafileri ve Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itirazın kabul edilerek, tutukluluğun kaldırıldığı ve yerine “ölçülülük” ilkesi gereğince adli kontrolün tatbik edildiği anlaşılmıştır. Kamuoyunun yakından takip ettiği bu davada verilen tahliye kararı birçok kişiyi memnun ettiği kadar, olayda hayatını kaybedenin ailesini de üzmüştür. Aşağıda kısaca verilen tahliye kararının gerekçesine değinilecek ve esasen birçok kişiyi mağdur eden tutukluluğun değerlendirilmesinde “fiili infaz süresi” meselesinde yaşanan sorun gündeme getirilecektir. Umarız bu usul, tahliye olmayı hak eden diğer sanıklar yönünden de uygulanır.
HAGB Çerçevesinde Müsadere Kararının Hukuki Sonuçları
18.06.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer Berkün, Stj. Av. Berra Berçik11.06.2022 tarihli “HAGB Kararı ile Birlikte Verilen Müsadere Kararının İnfazı” başlıklı yazımızda; sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve müsadere kararı verildiği durumda, müsaderenin derhal infazına başlanmasını mülkiyet hakkı çerçevesinde değerlendiren Anayasa Mahkemesi’nin iki kararı incelenmiş olup, bu yazıda ise Anayasa Mahkemesi’nin görüşü doğrultusunda mülk kavramı kısaca değerlendirildikten sonra, hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, müsaderesine karar verilen eşyanın akıbeti incelenecektir.
Açık Kuruma 1-10 Oranında Erken Ayrılmanın Fiili İmkansızlığı
07.06.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer BerkünHükümlülerin açık ceza infaz kurumlarına kapalı kurumda geçirmeleri gereken sürenin 1/10’una kadar daha erken ayrılabilmesine imkan sağlayan düzenleme; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m.14/6 dayanak alınarak çıkarılan, Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik m.32/9’da yer almaktadır. Bu Yönetmelik hükmü; fiilen kapalı ceza infaz kurumunda bulunan, gelişim puanı 80 puanın üzerinde olan ve erken iyileşme gösterdiği kanaatine varılan iyi halli hükümlüler hakkında uygulanabilmektedir. Hükümlünün gelişim puanının 80’in üzerinde olması ve belirtilen diğer şartları taşıması halinde, mutlaka kapalı kurumda yasal olarak geçirilmesi gereken sürenin 1/10’u kadar erken ayrılma kararı verilmesi zorunluluk teşkil etmemektedir. İdare ve gözlem kurulu, hükümlünün açık kuruma erken ayrılabileceği süreyi daha az olacak şekilde de belirleyebilir. Elbette idare ve gözlem kurullarının, bu yönde verdiği kararların somut gerekçe içermesi gereklidir. Yönetmeliğin 17. maddesi, idare ve gözlem kurulu kararlarının gerekçeli olma zorunluluğunu açıkça düzenlemiştir.
Basit Yargılama Usulü ile Verilen Cezalar Tekerrüre Esas Alınır mı?
19.03.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer Berkün5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.251’de düzenlenen basit yargılama usulünde; asliye ceza mahkemesi tarafından iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit ceza yargılaması usulünün tatbik edilebileceği düzenlenmiştir. Bu usule göre; mahkemece iddianame, sanık, mağdur ve şikayetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını 15 gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenecektir. Kararın mahkumiyet olması durumunda, sonuç ceza dörtte bir oranında azaltılacaktır. CMK m.252’de ise, basit yargılama usulü ile ilgili itiraz kanun yolu öngörülmüştür. Maddeye göre; basit yargılama usulü uyarınca verilen karara itiraz edilebilecek, itiraz üzerine duruşma açılacak ve bu yolla verilecek karara karşı genel hükümlere göre kanun yoluna başvurulabilecektir.
Adli Sicil ve Arşiv Kaydının Silinmesi ile Yasak Hakların İadesi Etkisi
15.03.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer Berkün, Stj. Av. Fatma Koç01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu; adli sicil ve arşiv kayıtlarının tutulması ile bu kayıtların silinmesi konularında, 3682 sayılı mülga Adli Sicil Kanunu’na göre birçok farklı düzenleme içermektedir. Eski adli sicil sisteminde, kesinleşen ve adli sicile kaydedilen mahkumiyetlerin silinmesine ilişkin kendiliğinden işleyen bir sistem bulunmamakta idi. Yeni adli sicil sisteminde ise; ilgilinin talebi ve mahkeme kararına gerek olmaksızın, infazın bihakkın tamamlanması, ceza mahkumiyetini tüm sonuçları ile ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme veya etkin pişmanlığın bulunması, genel af olması ve zamanaşımı süresinin sona ermesi hallerinde adli sicil kayıtlarının re’sen silinerek arşiv kaydına alınması için Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’ne (“İdare”) sorumluluk yüklenmiştir . Ayrıca; 3682 sayılı mülga Kanun döneminde, adli sicil kayıtlarının silinmesi için belli sürelerin geçmesi şartı aranmakta iken, 5352 sayılı Kanunla getirilen yeni sistemde, adli sicil kayıtları infazın bihakkın tamamlanması halinde ayrıca bir süre geçmesi beklenmeksizin silinmektedir.
Belçika′dan Türkiye′ye Nakledilen Hükümlünün Ceza İnfazı
16.02.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer BerkünBelçika′nın Gent şehrinde 11.11.2004 günü eşi ve hamile kardeşinin de aralarında bulunduğu dört kişiyi öldüren ve iki kişiyi de ağır yaralayan Osman Ç.’nin Belçika’da yargılandığı ve ömür boyu hapse mahkum edildiği, mahkumiyetin kesinleşmesinden 5 yıl sonra, cezasının geri kalanının Türkiye′de infaz edilmesi için başvuru yaptığı, 28.06.2013 günü Türkiye′ye getirildiği, 2014 yılı itibariyle Belçika Ulusal Adli Sicilinden kaydının silindiği, Türkiye’de 10.11.2020 günü koşullu salıverildiği basına yansıyan Osman Ç.’nin geçirdiği hukuki süreç, kamuoyunda ve hukukçular arasında tartışmalara sebep oldu.
Hükümlülerin İyi Hal Değerlendirmesinde Yeni Kriterler
29.05.2021 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer Berkün15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 14. maddesine eklenen 6. fıkraya göre; hükümlülerin, suç ve ceza türlerine göre, açık ceza infaz kurumlarına ayrılıp ayrılmamalarına, açık ceza infaz kurumlarında geçirecekleri sürelere, kapalı ceza infaz kurumlarına gönderilmelerine, doğrudan açık ceza infaz kurumlarına alınmalarına, doğrudan açık ceza infaz kurumlarına alınanların kapalı ceza infaz kurumlarına gönderilmelerine ve diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte düzenlenecektir. Kanun maddesinde belirtilen açık ve kapalı ceza infaz kurumlarında geçirilecek süreler ile açık kurumlara ayrılma, kapalı kuruma gönderilme ve sair konulara ilişkin usul ve esaslar, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nde yer almaktadır.
Kapalı İnfaz Kurumlarında Karantina Süresi
19.02.2021 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer BerkünKovid-19 tedbirleri kapsamında; ceza infaz kurumuna ilk kez giriş yapan tutukluların ve hükümlülerin 14 gün süresince özel oda veya koğuşlarda izole edilecekleri, izolasyon sürecinin başlangıcında ve bitiminde PCR testi yapılacağı, testi negatif çıkan tutukluların ve hükümlülerin oda veya koğuş planlanmasına geçileceği, zorunlu nakil, açık kurumlara ayrılma gibi sebeplerle başka bir ceza infaz kurumuna giden her hükümlüye ve tutukluya sağlık raporu alınacağı, ayrıca PCR testi yaptırılacağı, test sonucunun negatif çıkmasının yeni kuruma geçişte ön koşul olarak uygulanacağı hususlarına Adalet Bakanlığı tarafından karar verilmiştir.
Tutukluluğun Değerlendirilmesinde Fiili İnfaz Süresi Kriteri
12.05.2020 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer Berkün5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.102’de; tutuklulukta geçecek azami süreler düzenlenmiş olup; “suç isnadına bağlı olarak tutma” hali ile “mahkumiyete bağlı olarak tutma” halinin birbirinden ayrı tutulduğu, bu sebeple kanun yollarında geçen sürelerin tutuklulukta geçecek azami sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmadığı, istinaf aşamasında duruşma açılmasına, duruşma açılmadığı durumlarda bozma kararı verilmesine ve temyiz aşamasında Yargıtay tarafından bozma kararı verilmesine kadar geçen sürelerin tutuklulukta azami sürenin dolup dolmadığının değerlendirilmesinde hesaba dahil edilmediği görülmektedir. Esasen bu uygulama Kanuna aykırıdır. Kanunun hiçbir yerinde, kovuşturma aşamasında ve bu aşamaya dahilinde tartışma bulunmayan olağan kanun yollarında geçen sürelerin tutukluluktan sayılmayacağına dair bir ibare yoktur. Bu nedenle; kovuşturma aşamasında tutukluluktan sayılmayan süreler, “Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması” başlıklı Anayasa m.13’e ve “Kişi hürriyeti ve güvenliği” başlıklı m.19’a açıkça aykırıdır.
Örgütlü suçlardan mahkum olanların açık ceza infaz kurumlarına ayrılması usulü; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m.14 uyarınca çıkarılan Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği m.6/2-ç’de düzenlenmiştir. Bu hükme göre; iyi halli olan ve koşullu salıverilmesine bir yıldan az süre kalan hükümlülerin, bağlı oldukları örgütten ayrıldıklarının ceza infaz kurumu idare ve gözlem kurulu kararı ile tespit edilmesi gerekmektedir.Örgütlü suçlardan mahkum olanların açık ceza infaz kurumlarına ayrılması usulü; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m.14 uyarınca çıkarılan Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği m.6/2-ç’de düzenlenmiştir. Bu hükme göre; iyi halli olan ve koşullu salıverilmesine bir yıldan az süre kalan hükümlülerin, bağlı oldukları örgütten ayrıldıklarının ceza infaz kurumu idare ve gözlem kurulu kararı ile tespit edilmesi gerekmektedir.
İnfaz Ertelemesi Sonunda Hükümlünün Teslim Olma Yükümlülüğü
09.12.2019 / Prof. Dr. Ersan Şen - Av. Beyza Başer Berkünİnfazın hükümlünün istemi üzerine ertelenmesi müessesesi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 17. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre; kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıl veya daha az süreli hapis cezalarının infazı, çağrı üzerine gelen hükümlünün istemi üzerine, cumhuriyet başsavcılığınca her defasında bir yılı geçmemek üzere en fazla iki yıl süre ile ertelenebilir. Erteleme, hükümlünün güvence göstermesine veya uygun görülecek başka bir koşula da bağlanabilir. Terör suçları, örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar, mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilenler ile disiplin veya tazyik hapsine mahkum olanlar, infaz ertelemesinden faydalanamazlar.
Temyiz İncelemesinde Müsadere Hakkında Verilebilecek Kararlar
22.04.2020 / Prof. Dr. Ersan Şen - Av. Beyza Başer Berkün5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 54. maddesine göre; kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan, suçun işlenmesine tahsis edilen, suçtan meydana gelen, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından tehlikeli olduğu değerlendirilen suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya ile üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşya müsadere edilir, yani malın zoralımına ve mala daimi elkoyulmasına karar verilir ki, artık burada ilgilinin zilyetlik/kullanma ve mülkiyet hakları sona erer.