Beyza Başer Berkün, LL.M. Avukat

Öğrenim

Bahçeşehir Üniversitesi, LL.M. (2022)
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi (2010)



Çalışma Alanları

Dava ve Uyuşmazlık Çözümü Ceza Hukuku Vergi Hukuku İdare Hukuku Ceza İnfaz Hukuku

Akademik Çalışmalar

Yayınlar

Koşullu Salıverilme - Denetimli Serbestlik - Ceza İnfaz Sorunları (Prof. Dr. Ersan Şen - Av. Beyza Başer, Seçkin Yayıncılık, Beşinci Baskı, Ankara, Ocak 2019).

Diller

Türkçe
İngilizce

Blog

Altın İthalatı ve Ceza Sorumluluğu Esasları
16.10.2024 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer Berkün

Altın ithalatı; mevzuatımızda sıklıkla değişikliğe uğrayan esaslara tabi tutulan, ceza sorumluluğunun tayininde fail hakkında hangi kanun kapsamında yaptırım uygulanması gerektiği ile ilgili uygulamada birçok farklı görüşün ileri sürüldüğü bir prosedür olma özelliğini sürdürmektedir. Özellikle; altın ithalatında beyan yükümlülüğünün yerine getirilmemesinin Yargıtay’ın güncel uygulamasına göre 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu m.3/1 kapsamında değerlendirildiği, karşı görüş olarak bu durumda sadece “özel kanun” niteliği taşıyan 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun m.3/1 uyarınca idari yaptırımın gündeme gelebileceğinin öne sürüldüğü, bu temel tartışmaların yanında ayrıca altın ithalatında “beyan” yükümlülüğünün Gümrük Mevzuatı ile 5607 sayılı Kanun ve 1567 sayılı Kanun çerçevesinde hukuki niteliği, altın ithalatında gümrük vergisi doğup doğmadığı, gümrük vergisinin doğmadığı hallerde kamu zararı olmadığından bahisle 5607 sayılı Kanun m.3’ün tatbik edilip edilmeyeceği, altın ithalatında bir yükümlülük olarak Kaynak Kullanımı Destekleme Fonunun gümrük vergisi niteliği taşıyıp taşımadığı, ceza sorumluluğunun tayininde gümrük vergisi doğup doğmamasının önemi olup olmadığı şeklinde birçok hukuki tartışmaya konu olan altın ithalatı ile ilgili daha önce 2013 yılında kaleme aldığımız “Altın İthalatında Ceza Sorumluluğu” başlıklı makalemize ek olarak, bu alanda halen devam eden tartışmaları güncel koşulları da gözeterek işbu yazımızda değerlendireceğiz.

Koşullu Salıverilmenin Geri Alınması ve Ceza Zamanaşımı
03.10.2024 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer Berkün

Ceza zamanaşımı iki halde işlemeye başlar: 1.    Hüküm kesinleştiğinde, 2.    İnfaz herhangi bir sebeple “kesintiye” uğradığında. Ceza zamanaşımı iki halde kesilir: 1.    Hükmün infazı için tebligat yapılması veya hükümlünün yakalanmasıyla, 2.    Bir suçtan dolayı mahkum olan kişi, üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlediği takdirde.

Yeni İlamı İnfaza Verilen Hükümlü Fiilen Cezaevine Alınmadan, Önceki Denetimli Serbestlik Dosyası Kapatılabilir mi?
21.08.2024 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer Berkün

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m.105/A’da düzenlenen, Geçici m.6 ve Geçici m.10 ile süre yönünden iyileştirmelere tabi tutulan “denetimli serbestlik” tedbirinin tatbikinde; hükümlü hakkında koşullu salıverilme tarihine kadar kesinleşip infaza giren yeni ilamlar, İnfaz Kanunu m.99’a göre toplama (içtima) kararına tabi tutulmakta, yeni gelen ilamla birlikte hükümlünün ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken bakiye süre varsa, denetimli serbestlik dosyası kapatılarak hükümlü ceza infaz kurumuna alınmaktadır.

Duruşmaya Katılmayan Sanığa Tebligat
22.07.2024 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer Berkün

Sanığın yokluğunda duruşma yapılması ve sanığın duruşmada hazır bulundurulmasına ilişkin hükümler, CMK m.176 ile m.193 ila 199’da ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu hükümler bir bütün olarak; sanığın savunma hakkının korunması ve yoklukta yargılamanın önüne geçilmesi amacıyla getirilmiş olmakla birlikte, bir taraftan da yargılamanın sürüncemede kalmamasını sağlamaya yöneliktir. Daha önce kaleme aldığımız yazılarda, bu hükümlerle ilgili ayrıntılı açıklamalar yapılmış idi. Bu yazımızda; kanun yoluna başvuru imkanı olarak kararların sanığa tebliği ile ayrıca sanık hazır bulunmaksızın yapılan celselerde yapılan işlemlerin de sanığa tebliği hakkında uygulama ve görüşlerimize yer verilmiştir.

Firar Eden Hükümlünün Özel İzin Yasağı ve Uygulama Sorunları
23.05.2024 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer Berkün, Stj. Av. Doğa Ceylan

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m.95’de düzenlenen özel izin, hükümlülerin aileleri ile bağlarını sürdürmeleri veya güçlendirmeleri ve dış dünyaya uyum sağlamaları amacıyla getirilmiştir. Bu hükme göre; açık ceza infaz kurumlarında bulunanlarla, kapalı ceza infaz kurumunda olup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazananlara, kurum en üst amirinin önerisi ve Cumhuriyet başsavcılığının onayı ile üç ayda bir, yol hariç 7 güne kadar izin verilebilecek, hastalık veya doğal afet gibi zorunlu hallerde bu izinler birleştirilerek kullandırılabilecektir.