Prof. Dr. Ersan Şen Avukat

Öğrenim

Ersan Şen; İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Başkanlığı, Hukuk Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı, İstanbul Üniversitesi Senato Üyeliği ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Fakülte Kurulu Üyeliği görevlerinde bulunmuştur.

Ersan Şen; Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Yüksek Lisansını, İstanbul Üniversitesi Kamu Hukuku Bölümü’nde doktorasını tamamlamış, Doçentlik ile Profesörlüğü ise, Ceza Hukuku ve Ceza Yargılaması Hukuku alanlarında olmak üzere İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Hukuk Bilimleri Anabilim Dalı’nda elde etmiştir. Şen, 2004 yılından bu tarafa Profesör unvanı taşımaktadır.

Ersan Şen; İstanbul Barosu’na kayıtlı olarak avukatlık mesleğine devam etmektedir.


Çalışma Alanları

Kişisel Verilerin Korunması Hukuku Dava ve Uyuşmazlık Çözümü Ceza Hukuku Vergi Hukuku Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Bireysel Başvuru İdare Hukuku Ceza İnfaz Hukuku

Diller

Türkçe
İngilizce

Blog

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçu ile Ticaret Suçunu Ayıran İnce Fark
14.10.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Mehmet Vedat Ervan

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesinin 3. fıkrasında uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçunun düzenlendiği, bu hükme uyuşturucu veya uyarıcı madde verilenin veya satılanın çocuk olması halinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezasının en az 10 yıl yerine 15 yıl hapis cezası olarak 2014 yılında bir ekleme yapıldığı, her ne kadar 188. maddenin başlığı ticaret kavramına yer verse ve bu hükmün gerekçesinde de yine ticaretten ve kazanç elde etmeden bahsedilse de, uygulamada şahsi kullanımın, bu amaçla satın almanın, kabul etmenin veya bulundurmanın TCK m.191’de tanımlandığı görülmektedir.

Kişisel Paylaşım Sistemi Üzerinden Sorgu Yapmak Verileri Hukuka Aykırı Ele Geçirme Suçunu Oluşturur mu?
10.10.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Alperen Gözükan

Bu yazımızda; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.136’da yer alan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu ile ilgili yerleşik uygulamayı değiştiren, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21.06.2023 tarihli, 2021/12-384 E. ve 2023/367 K. sayılı kararı değerlendirilerek, kişinin görevi gereği uhdesinde bulunan kimlik paylaşım sistemini kullanarak diğer kişilere ait kişisel verileri elde etmesinin, verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme veya verme suçunu oluşturup oluşturmayacağı değerlendirilecektir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu bu kararını; aşağıda yer verdiğimiz Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin kararına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.308 uyarınca Yargıtay Başsavcısı tarafından yapılan itiraz üzerine vermiştir. 12. Ceza Dairesi, Türk Ceza Kanunu m.136’da geçen “hukuka aykırı olarak” ibaresini verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme veya verme suçunun maddi unsuru kabul etmektedir. Sayın Dairenin hukuka aykırılıkla ilgili yaptığı unsur değerlendirmesine, esasen sayın Ceza Genel Kurulu da karara iştirak etmiş, fakat failde bulunan merak saikinin fiili suç olmaktan çıkarıp çıkarmadığı bakımından Daire ile Genel Kurul arasında görüş ayrılığı oluşmuştur. Sayın Daire, TCK m.136 bakımından failde bulunan merak saikini hükmün lafzına uygun olarak suçun unsuru kapsamında değerlendirirken, sayın Ceza Genel Kurulu bu konu hakkında farklı karar vermiştir.

Ceza Davalarında Söz Sırası
07.10.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Taner Akıncı

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Üçüncü Kitabı kovuşturma evresini kapsamaktadır. Üçüncü Kitapta; duruşmanın başlamasından yargılamanın bitişine, yani hüküm verilinceye kadar uyulması gereken kurallar çoğunlukla emredici şekilde düzenlenmiştir.

Üyesi Olmadığı Örgüt Adına Suç İşleme Suçuna İlişkin Değerlendirme
06.10.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Buğra Şahin

TCK m.220/6’nın ilk 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun yürürlüğe girdiği hali şu şekildedir; “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır”. Daha sonra 02.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun m.85 ile fıkraya “Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.” ibaresi eklenmiştir. Yine 30.04.2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 6459 sayılı Kanun m.11 ile “Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır.” cümlesi eklenmiştir. TCK m.220/6’da düzenlenen bu hüküm, Anayasa Mahkemesi’nin 26.10.2023 tarihli kararıyla iptal edilmiştir.

Cumhuriyet Savcısının Tahliye Kararına İtiraz Yetkisi Var mı?
04.10.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen

“Tutuklama kararı” başlıklı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.101/5, “Şüpheli veya sanığın salıverilme istemleri” başlıklı m.104/2, “Usul” başlıklı m.105/1’in son cümlesinde, tutuklama tedbiri ile ilgili itiraz yolu öngörülmüştür.