Prof. Dr. Ersan Şen Avukat

Öğrenim

Ersan Şen; İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Başkanlığı, Hukuk Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı, İstanbul Üniversitesi Senato Üyeliği ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Fakülte Kurulu Üyeliği görevlerinde bulunmuştur.

Ersan Şen; Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Yüksek Lisansını, İstanbul Üniversitesi Kamu Hukuku Bölümü’nde doktorasını tamamlamış, Doçentlik ile Profesörlüğü ise, Ceza Hukuku ve Ceza Yargılaması Hukuku alanlarında olmak üzere İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Hukuk Bilimleri Anabilim Dalı’nda elde etmiştir. Şen, 2004 yılından bu tarafa Profesör unvanı taşımaktadır.

Ersan Şen; İstanbul Barosu’na kayıtlı olarak avukatlık mesleğine devam etmektedir.


Çalışma Alanları

Kişisel Verilerin Korunması Hukuku Dava ve Uyuşmazlık Çözümü Ceza Hukuku Vergi Hukuku Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Bireysel Başvuru İdare Hukuku Ceza İnfaz Hukuku

Diller

Türkçe
İngilizce

Blog

Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Miktarı Ticaret Suçu İçin Yeterli mi?
17.05.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin Aksüt

Yargıtay içtihadına göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaret suçu için aradığı üç kriter bulunmaktadır . Bu kriterlerden her birisi diğerinden bağımsız olarak ticaret suçunun gerçekleşmesi için yeterli görülebilir.

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Suçlarında Kesinti Kavramı ve Zincirleme Suç Tatbiki ile İlgili Yargıtay Değerlendirmesi
15.05.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin Aksüt

Bu yazımızda; uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçunda TCK m.43/1 uyarınca zincirleme suç hükümlerinin tatbiki hususu, Yargıtay 8. ve 10. ceza dairelerinin hukuki ve fiili kesinti kavramlarına yer verdiği güncel kararları üzerinden tartışılacaktır.

Koşullu Salıverilmenin Suç işlenmesi Sebebiyle Geri Alınması Halinde İnfaz
10.05.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Doğa Ceylan

Bu yazımızda; hükümlünün koşullu salıverilmesinden sonra, deneme süresinde suç işlemesi halinde cezasının nasıl infaz edileceği açıklanacaktır.

Zorunlu Müdafiin Karar Celsesinde Bulunmaması Halinde Hüküm Verilebilir mi
08.05.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Tamer Bayraklı

Ceza Muhakemesi Hukukunda adil/dürüst yargılanma hakkının en önemli uzantılarından birisi, sanığın savunma ve müdafii tarafından savunulma hakkıdır. Bu hak; yalnızca sanığın kendisini savunabilmesini değil, müdafi yardımı ile etkin bir savunma yapılabilmesini içerir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 216. maddesi, hükümden önceki son sözün alınmasına ilişkin usulü düzenlenmektedir. Ancak uygulamada, özellikle müdafiin duruşmalara katılmaması veya mazeret sunması halinde mahkemenin hüküm verip veremeyeceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu yazımızda, esas hakkında mütalaanın verildiği, bir kısım avukatların savunma yaptığı, kalanların savunmasının bir sonraki celseye bırakıldığı, ancak zorunlu müdafiin son celseye mazeret sunduğu bir durumda, mahkemenin hüküm verip veremeyeceği, CMK m.216/3, m.151/1 ve m.188/1 kapsamında değerlendirilecektir.

Ceza Yargılamasında Gerekçeli Karar ve Anayasa Mahkemesinin Denetimi
07.05.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Doç Dr. Erkan Duymaz

Gerekçeli karar hakkı, adil/dürüst yargılanma hakkının temel unsurlarından birisidir. Bunun yanında Anayasa m.141/3’de “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” denilerek, mahkemeler ve kararlar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın gerekçeli karar yazma yükümlülüğü açıkça ifade edilmiştir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.230, hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususları belirtmektedir. Anayasa Mahkemesine (AYM) yapılan bireysel başvurularda gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine dair şikayetler sıklıkla gündeme gelmektedir.