
Prof. Dr. Ersan Şen

Ahmet Faruk Asafgil

Eren Polat Kutlu

Tamer Berk Bayraklı
7. Yargı Paketi ile Kamu Hukuku Alanında Öngörülen Değişiklikler
12.01.2023 / Av. Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. Ayşegül Aybeniz, Stj. Av. Ahmet Faruk Asafgil, Stj. Av. Eren Polat Kutlu, Stj. Av. Furkan Dağdeviren, Stj. Av. Tamer Berk Bayraklı
12/6/1933 TARİHLİ VE 2313 SAYILI UYUŞTURUCU MADDELERİN MURAKABESİ HAKKINDA KANUN |
||
MEVCUT METİN |
TEKLİF METNİ |
DEĞERLENDİRMEMİZ |
Madde 20/3: Uyuşturucu maddelerin kesin olarak raporları alındıktan sonra, bu maddelerin muhafazasına gerek görülmemesi halinde, yönetmelikte belirlenen usule uygun olarak alınacak örneklerin saklanması kaydıyla müsaderesine ilgili mahkemece soruşturmanın her safhasında karar verilebilir.
|
Madde 20/3: Uyuşturucu maddelerin kesin olarak raporları alındıktan sonra,
|
Madde 20/3: Sulh ceza hakimliğine muhafazasında gereklilik şartı aranmaksızın, uyuşturucu maddelerin müsaderesine karar verme görev ve yetkileri verilmiştir. Sadece uyuşturucu maddeler değil, uyarıcı maddeler de kapsamına dahildir.
|
Madde 20/4: Soruşturma veya kovuşturma esnasında
|
Madde 20/4:
|
Madde 20/4: Hangi evrede müsaderesine karar verildiğine bakılmaksızın, “müsaderesine karar verilen uyuşturucu maddenin mühürlü olarak mahalli mülki amirliğe teslim edilir” denilerek, müsadere zamanı bakımından yapılan sınırlama kaldırılmıştır.
|
Madde 20/5: Soruşturma veya kovuşturma esnasında müsaderesine karar verilmeyenler ile örnek olarak alınan uyuşturucu maddeler ancak hükmün kesinleşmesinden sonra, sahibi belli olmayan cins, vasıf ve miktarları tespit edilmiş uyuşturucu maddeler ise müsadere kararı verildikten sonra mahalli mülki amirliğe teslim edilir. |
Madde 20/5: |
Madde 20/5: Müsadere için kesinleşmenin beklenmesi şartı kaldırılmış ve örnek olarak alınan uyuşturucu maddelerin mahalli mülki amirliğe teslimi için herhangi bir belirleme yapılmaksızın, tüm uyuşturucu ve uyarıcı maddeler için teslim uygulaması öngörülmüştür.
|
|
Geçici Madde 2- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce elkonulmuş uyuşturucu veya uyarıcı maddeler bakımından da 20 nci maddede bu Kanunla yapılan değişiklikler uygulanır. Kovuşturma evresinde; ilk derece mahkemesinde görülmekte olan dosyalar bakımından mahkemesince, istinaf veya temyiz kanun yolunda olan dosyalar bakımından ise UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle ilk derece mahkemesince derhal karar verilir. Örnek alınmamış dosyalarda yeterince örnek alınır.
Örnek olarak alınan uyuşturucu veya uyarıcı maddeler ancak hükmün kesinleşmesinden sonra mahalli mülki amirliğe teslim edilir. |
2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunu’na eklenecek bu hükümle, uyuşturucu veya uyarıcı maddeler bakımından da sulh ceza hakimliğince müsadere kararının verilmesi ve imha edilmesinin önü açılmıştır.
Bu düzenlemede, 2313 sayılı Kanunun 20. maddesinde özel bir düzenlemenin mevcut olduğu ve suç konusu olmayan eşyanın müsaderesine sulh ceza hakiminin duruşma olmaksızın müsadere konusunda yetkilendirildiği anlaşılmaktadır. Buna ek olarak; 2313 sayılı Kanunun 20. maddesinde ilgili mahkemece ibaresinden, kovuşturma evresinde görevli ve yetkili mahkemenin anlaşılması gerekmektedir. |
16/5/2001 TARİHLİ 4675 SAYILI İNFAZ HAKİMLİĞİ KANUNU |
||
MEVCUT METİN |
TEKLİF METNİ |
DEĞERLENDİRMEMİZ |
Madde 6: (Değişik beşinci fıkra:14/4/2020-7242/6 md.) İnfaz hakiminin kararlarına karşı şikayetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren yedi gün içinde Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. Kanunlarda infaz hakiminin onayına tabi olduğu belirtilen hususlarda da bu hüküm uygulanır.
|
Madde 6: (Değişik beşinci fıkra:14/4/2020-7242/6 md.) “Yedi gün” süre “iki hafta” olarak değiştirilmiştir |
Süreler yeknesaklaştırılarak, şikayetçi lehine hak arama hürriyeti etkinleştirilmesi ve başvuru sürelerini kaçırma riski azaltılması amaçlanmıştır.
|
29/6/2004 TARİHLİ ve 5202 SAYILI SAVUNMA SANAYİİ GÜVENLİĞİ KANUNU |
||
MEVCUT METİN |
TEKLİF METNİ |
DEĞERLENDİRMEMİZ |
|
Çalışma ve işletme açma yasağı Madde 6/A- Bu Kanun kapsamında “çok gizli” ve “gizli” gizlilik dereceli bilgi, belge ve malzeme üzerinde veya projelerde çalışacak kişilerle yapılacak hizmet sözleşmelerinde işveren, ceza koşulu koyabileceği gibi sözleşmenin sona ermesinden itibaren beş yıl süreyle aynı alanda faaliyet gösteren yerli veya yabancı bir kurum veya kuruluşta çalışma ve işletme açma yasağı getirebilir. Makam/ Savunma Sanayii Başkanlığı, ceza koşulunu kısmen veya tamamen kaldırabilir ya da beş yıllık süreyi kısaltabilir.
|
Devletin güvenliği bakımından önem arz eden, savunma sanayii kapsamında çalışan mühendislerin ülke dışına çıkması ve ülkenin güvenliğini tehlikeye düşürme potansiyeli olabilecek farklı şirketlerde çalışmasını veya girişimlerde bulunulmasının önüne geçilmek istenilmektedir. Ancak bu hüküm, Anayasa m.49 uyarınca tanımlanan çalışma hürriyetine halel getirmesi bakımından tartışmaya açık bir düzenleme öngörmektedir.
Sidabras ve Dziantas/Litvanya kararında İHAM; başvurucuların çalışma yaşamına erişim haklarına yönelik kısıtlamaların, özel sektöründe önemli bir kısmını kapsaması itibariyle dış dünyayla ilişki kurmalarına ve kendi hayatlarını kazanmalarına olan olumsuz etkileri karşısında, başvurucuların özel yaşama saygı haklarına müdahalenin sözkonusu olduğuna kanaat getirerek 8.maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir.
|
26/9/2004 TARİHLİ VE 5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU |
||
MEVCUT METİN |
TEKLİF METNİ |
DEĞERLENDİRMEMİZ |
Madde 188- (4) a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri veya bazmorfin olması halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
|
Madde 188- (4) a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, bazmorfin, sentetik kannabinoid ve türevleri, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri veya amfetamin ve türevleri olması halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
|
Günümüz koşullarında; farklı niteliklerde uyuşturucu ve uyarıcı maddelere erişimin yaygınlaşması ile bu maddelerin kullanımı da artırım kapsamına alınarak, caydırıcılığın daha etkili hale gelmesi amaçlanmıştır. |
Madde 191- (Değişik: 18/6/2014 – 6545/68 md.) (3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi halinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.
|
Madde 191- (Değişik: 18/6/2014 – 6545/68 md.) (3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre denetimli serbestlik müdürlüğünün teklifi ve Cumhuriyet savcısının kararı ile
|
Kişi özgürlüğüne müdahale niteliğindeki bu sürenin uzatılması Cumhuriyet savcısının tek başına tasarrufundan çıkarılarak, şüpheli lehine bir düzenleme sunulmuşken; uzatma sınırın iki yıla çıkarılması ve Cumhuriyet savcısına şüphelinin yılda iki defa kuruma sevkine karar verme yetkisi tanıması ile şüpheli aleyhine bir değerlendirme öngörülmektedir. |
4/12/2004 TARİHLİ VE 5271 SAYILI CEZA MUHAKEMESİ KANUNU |
||
MEVCUT METİN |
TEKLİF METNİ |
DEĞERLENDİRMEMİZ |
Madde 41 – (1) Eski hale getirme dilekçesi, engelin kalkmasından itibaren yedi gün içinde, süreye uyulduğunda usule ilişkin işlemleri yapacak olan mahkemeye verilir.
|
Madde 41 – (1) Eski hale getirme dilekçesi, engelin kalkmasından itibaren
|
Süreler yeknesaklaştırılarak, başvurucu lehine hak arama hürriyeti etkinleştirilmek ve başvuru sürelerini kaçırma riski azaltılmak amaçlanmıştır. |
Madde 173 – (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine itiraz edebilir.
|
Madde 173 – (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren |
Süreler yeknesaklaştırılmak istenilmektedir. |
Madde 193 – (2) Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir.
|
Madde 193 –(2) Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet, ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbiri dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir
|
Davanın sanık yokluğunda bitirilemeyeceği haller genişletilerek, sanığın adil/dürüst yargılanma hakkının daha etkin korunması amaçlanmıştır. |
Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması Madde 231 – (12) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.
|
Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması Madde 231 – (12) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına, gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren itiraz edilebilir. İtiraz mercii, karar ve hükmü inceler; usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılık tespit ettiği takdirde, gerekçesini göstererek karar ve hükmü kaldırır ve gereğinin yapılması için dosyayı mahkemesine gönderir.
|
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, itirazının yapılması ve itiraz mercii tarafından incelenmesi usulü açıklanarak, kişilerin bu konuda bilgilenmeleri ve hak arama hürriyetlerine etkin bir şekilde erişebilmeleri amaçlanmıştır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının yeni Teklif ile eski hükme kıyasla gerekçeli olması gerektiği belirtilmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının diğer hükümler gibi gerekçeli olması amaçlanmıştır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilmesi halinde, itiraz mercii yeni teklif taslağı ile hem usul ve hem de esasa göre gerekçesini göstererek karar ve hükmü kaldırarak, gereğinin yapılması için dosyayı mahkemesine gönderme yetkisini düzenlemektedir. Bu yetki Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu bakımından geniş bir yetki içermektedir.
|
İtiraz usulü ve inceleme mercileri Madde 268 – (1) Hakim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hallerde 35 inci maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hakim onaylar. 263 üncü madde hükmü saklıdır.
|
İtiraz usulü ve inceleme mercileri Madde 268 – (1) “Yedi günlük” süre “iki hafta” olarak değiştirilmiştir. |
Süreler yeknesaklaştırılmak istenilmiştir. İtiraz sürelerinin kaçırılması sebebiyle yaşanacak hak kayıplarının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. |
İstinaf istemi ve süresi Madde 273 – (1) İstinaf istemi, hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hakime onaylattırılır. Tutuklu sanık hakkında 263 üncü madde hükmü saklıdır.
(2) Hüküm, istinaf yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, süre tebliğ tarihinden başlar.
(3) Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, mahkemelerinin yargı çevresi içerisindeki asliye mahkemelerinin hükümlerine karşı, kararın o yer Cumhuriyet başsavcılığına geliş tarihinden itibaren yedi gün içinde istinaf yoluna başvurabilirler.
(5) Cumhuriyet savcısı, istinaf yoluna başvurma nedenlerini gerekçeleriyle birlikte yazılı isteminde açıkça gösterir. Bu istem ilgililere tebliğ edilir. İlgililer, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde bu husustaki cevaplarını bildirebilirler.
|
İstinaf istemi ve süresi Madde 273 – (1) İstinaf istemi, hükmün
(2) Mülga
(3) Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, mahkemelerinin yargı çevresi içerisindeki asliye mahkemelerinin hükümlerine karşı, kararın o yer Cumhuriyet başsavcılığına geliş tarihinden itibaren
(5) Cumhuriyet savcısı, istinaf yoluna başvurma nedenlerini gerekçeleriyle birlikte yazılı isteminde açıkça gösterir. Bu istem ilgililere tebliğ edilir. İlgililer, tebliğ tarihinden itibaren |
İstinaf isteminde bulunmak için gerekli olan sürenin başlangıcı, kararın tebliğ edildiği tarihe çekilerek, hüküm nasıl açıklanmış olursa olsun, başlangıç noktası yeknesak hale getirilmiş ve karışıklıkların önlenmesi amaçlanmıştır.
Cumhuriyet savcıları tarafından yapılacak başvurularda da süre uzatılarak, yeknesaklık sağlanmak amaçlanmıştır. |
İstinaf başvurusunun etkisi Madde 275 – (2) Hüküm, istinaf yoluna başvuran Cumhuriyet savcısına veya ilgililere gerekçesiyle birlikte açıklanmamışsa; hükme karşı istinaf yoluna başvurulduğunun mahkemece öğrenilmesinden itibaren gerekçe, yedi gün içinde tebliğ edilir.
|
İstinaf başvurusunun etkisi Madde 275 –
(2) Mülga |
|
İstinaf isteminin hükmü veren mahkemece reddi Madde 276 – (2) İstinaf başvurusunda bulunan Cumhuriyet savcısı veya ilgililer, ret kararının kendilerine tebliğinden itibaren yedi gün içinde bölge adliye mahkemesinden bu hususta bir karar vermesini isteyebilirler. Bu takdirde dosya bölge adliye mahkemesine gönderilir. Ancak, bu nedenle hükmün infazı ertelenemez.
|
İstinaf isteminin hükmü veren mahkemece reddi Madde 276 – (2) “Yedi gün”, “iki hafta” olarak değiştirilmiştir.
|
İstinaf isteminde bulunan bakımından getirilen yeni başvuru süresi, bu istinaf istemine karşı yapılacak itirazlar bakımından da getirilerek hak arama eşitliği ve yeknesaklık sağlanması amaçlanmıştır. |
İstinaf isteminin tebliği ve cevabı Madde 277 – (1) 276 ncı maddeye göre hükmü veren mahkemece reddedilmeyen istinaf dilekçesi veya beyana ilişkin tutanağın bir örneği karşı tarafa tebliğ olunur. Karşı taraf, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde yazılı olarak cevabını verebilir.
|
İstinaf isteminin tebliği ve cevabı Madde 277 – (1) “Yedi gün”, “iki hafta” olarak değiştirilmiştir.
|
İstinaf isteminde bulunan bakımından getirilen yeni başvuru süresi, bu istinaf istemine karşı yapılacak itirazlar bakımından da getirilerek hak arama eşitliği ve yeknesaklık sağlanması amaçlanmıştır. |
Temyiz istemi ve süresi Madde 291 – (1) Temyiz istemi, hükmün açıklanmasından itibaren on beş gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hakime onaylattırılır. Tutuklu bulunan sanık hakkında 263’üncü madde hükmü saklıdır.
(2) Hüküm, temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, süre tebliğ tarihinden başlar. |
Temyiz istemi ve süresi Madde 291 – (1) Temyiz istemi, hükmün
(2) Mülga
|
Temyiz isteminde bulunmak için gerekli olan sürenin başlangıcı, kararın tebliğ edildiği tarihe çekilerek, hüküm nasıl açıklanmış olursa olsun; başlangıç noktası yeknesak hale getirilmiş ve karışıklıkların önlenmesi amaçlanmıştır.
|
Temyiz başvurusunun etkisi Madde 293 – (2) Hüküm, temyiz eden Cumhuriyet savcısına veya ilgililere gerekçesiyle birlikte açıklanmamışsa; hükmün temyiz edildiğinin bölge adliye mahkemesince öğrenilmesinden itibaren gerekçe, yedi gün içinde tebliğ edilir. |
Temyiz başvurusunun etkisi Madde 293 –
(2) Mülga |
|
Temyiz başvurusunun içeriği Madde 294 – (1) Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.
|
Temyiz başvurusunun içeriği Madde 294 – (1) Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtir.
|
|
Temyiz gerekçesi Madde 295 – (1) Temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilir. Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtir.
(2) Temyiz, sanık tarafından yapılmış ise, ek dilekçe kendisi veya müdafii tarafından imza edilerek verilir.
(3) Müdafii yoksa sanık, tutanağa bağlanmak üzere zabıt katibine yapacağı bir beyanla gerekçesini açıklayabilir; tutanak hakime onaylatılır. Sanığın yasal temsilcisi ve eşi hakkında 262 nci madde, tutuklu sanık hakkında ise 263 üncü madde hükümleri saklıdır.
|
Temyiz gerekçesi Madde 295 – Mülga
|
Temyiz kanun yoluna başvuru süresinin tebliğ tarihinden itibaren başlayacağına ilişkin düzenlemeye uyum sağlanmaktadır |
Temyiz isteminin kabule değer sayılmamasından dolayı hükmü veren mahkemece reddi Madde 296 –(2) Temyiz eden, ret kararının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde Yargıtaydan bu hususta bir karar vermesini isteyebilir. Bu takdirde dosya Yargıtaya gönderilir. Ancak, bu nedenden dolayı hükmün infazı ertelenemez.
|
Temyiz isteminin kabule değer sayılmamasından dolayı hükmü veren mahkemece reddi Madde 296 – (2) “Yedi gün”, “iki hafta” olarak değiştirilmiştir.
|
Temyiz isteminin reddi halinde, Yargıtay’dan bu hususta karar vermesini isteme süresi uzatılarak, yine hak arama hürriyetinin daha etkin hale getirilmesi ve yeknesaklık sağlanması amaçlanmıştır. |
Temyiz dilekçesinin tebliği ve cevabı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının görevi Madde 297 – (1) 296 ncı maddeye göre hükmü veren bölge adliye mahkemesince reddedilmeyen temyiz istemine ilişkin dilekçesinin bir örneği karşı tarafa tebliğ olunur. Karşı taraf, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde yazılı olarak cevabını verebilir.
(3) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğname, hükmü temyiz etmeleri veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi halinde sanık veya müdafii ile katılan veya vekillerine ilgili dairesince tebliğ olunur. İlgili taraf tebliğden itibaren bir hafta içinde yazılı olarak cevap verebilir.
|
Temyiz dilekçesinin tebliği ve cevabı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının görevi Madde 297 – (1) “Yedi gün”, “iki hafta” olarak değiştirilmiştir.
(3) “Bir hafta”, “iki hafta” olarak değiştirilmiştir.
|
Temyiz isteminde bulunan bakımından getirilen yeni süre, bu isteme karşı yapılacak itirazlar bakımından da getirilerek hak arama eşitliği ve yeknesaklığın sağlanması amaçlanmıştır. |
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi Madde 308 – (1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re′sen veya istem üzerine, ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
|
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi Madde 308 – (1) “Otuz gün”, “bir ay” olarak değiştirilmiştir.
|
Bir ay ibaresi kullanıldığında, o ayın kaç gün olduğundan bağımsız, gün hesabı yapılacağı için gün hesaplamalarının kolaylaşması amaçlanmıştır |
Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığının itiraz yetkisi Madde 308/A- (1) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı, re’sen veya istem üzerine, kararın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde kararı veren daireye itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz. Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı itirazı incelemek üzere ceza daireleri başkanlar kuruluna gönderir. Kurula gönderilen itiraz hakkında, kararına itiraz edilen dairenin başkanı veya görevlendireceği üye tarafından kurula sunulmak üzere bir rapor hazırlanır. Kurulun itirazın kabulüne ilişkin kararları, gereği için dairesine gönderilir. Kurulun verdiği kararlar kesindir. Dörtten fazla ceza dairesi olan bölge adliye mahkemelerinde Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından daire başkanları arasından belirlenen ve dört üyeden oluşan başkanlar kurulu bu incelemeyi yapar. Başkanlar kurulunun bu maddeye ilişkin çalışma usul ve esasları, Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir.
|
Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığının itiraz yetkisi Madde 308/A- (1) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı, re’sen veya istem üzerine, kararın kendisine verildiği tarihten itibaren
|
Gün hesaplamalarının kolaylaşması amacıyla “otuz gün” ibaresi “bir ay” olarak değiştirilerek o ayın kaç gün olduğundan bağımsız, sürelerin yeknesaklaşması istenilmiş ve öte yandan da sanık aleyhine itiraz şartları ağırlaştırılarak, sanık haklarının korunması amaçlanmıştır. |
Yenileme isteminin kabule değer görülmemesi nedenleri ve kabulü halinde yapılacak işlem Madde 319 – (2) Aksi halde yargılamanın yenilenmesi istemi, bir diyeceği varsa yedi gün içinde bildirmek üzere Cumhuriyet savcısı ve ilgili tarafa tebliğ olunur.
|
Yenileme isteminin kabule değer görülmemesi nedenleri ve kabulü halinde yapılacak işlem Madde 319 –(2) “Yedi gün”, “iki hafta” olarak değiştirilmiştir.
|
Yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunan bakımından getirilen yeni süre, bu isteme karşı yapılacak itirazlar bakımından da getirilerek hak arama eşitliği ve yeknesaklığın sağlanması amaçlanmıştır. |
Delillerin toplanması Madde 320 – (3) Delillerin toplanması bittikten sonra Cumhuriyet savcısı ve hakkında hüküm kurulmuş olan kişiden yedi günlük süre içinde görüş ve düşüncelerini bildirmeleri istenir. |
Delillerin toplanması Madde 320 – (3) “Yedi gün”, “iki hafta” olarak değiştirilmiştir.
|
Bu maddeye göre CMK m. 320’de düzenlenen delillerin toplanması süresinin 7 gün olarak belirlendiği, ancak teklifte bu sürenin iki hafta olarak belirlendiği ve bu durumun failin lehine olarak uzatıldığı, etkin bir savunma mekanizmasının oluşturulmasına vesile olduğu kanaatindeyiz.
|
|
GEÇİCİ MADDE 6- (1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, kanun yollarına başvuru süreleri ile bu sürelerin tebliğden itibaren başlamasına ilişkin yapılan düzenlemeler, 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanır. Bu tarihten önce verilen kararlar hakkında bu Kanunla yapılan değişikliklerden önceki hükümlerin uygulanmasına devam olunur.
(2) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla temyiz kanun yoluyla ilgili olarak 291 inci, 296 ncı ve 297 nci maddelerde sürelere ilişkin yapılan düzenlemeler, 23/3/2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında olup da 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında verilen kararlar hakkında da uygulanır. Temyiz süresi, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar.
|
5271 sayılı Kanunla, kanun yollarına başvuru süreleri ile bu sürelerin tebliğden itibaren başlamasına ilişkin yapılan düzenlemelerin, 01.09.2023 tarihinde ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanması sağlanmıştır. Bu sayede süre açısından çıkacak ihtilafların önüne geçilmek istenilmiştir. |
30/3/2005 TARİHLİ VE 5326 SAYILI KABAHATLER KANUNU |
||
MEVCUT METİN |
TEKLİF METNİ |
DEĞERLENDİRMEMİZ |
İtiraz yolu Madde 29- (1) Mahkemenin verdiği son karara karşı, Ceza Muhakemesi Kanununa göre itiraz edilebilir. Bu itiraz, kararın tebliği tarihten itibaren en geç yedi gün içinde yapılır.
|
İtiraz yolu Madde 29- (1) “Yedi gün”, “iki hafta” olarak değiştirilmiştir.
|
Bu düzenleme kapsamında CMK’da bulunan mevcut süre yedi gün iken, Teklif ile bu sürenin iki hafta olarak düzenlenmesi öngörülmüştür. |
3/7/2005 TARİHLİ VE 5402 SAYILI DENETİMLİ SERBESTLİK HİZMETLERİ KANUNU |
||
MEVCUT METİN |
TEKLİF METNİ |
DEĞERLENDİRMEMİZ |
|
Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullananlar hakkında uygulanacak tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin görevler MADDE 12/A- (1) Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesi gereğince Cumhuriyet savcısı tarafından hakkında denetimli serbestlik tedbiri veya tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri verilen şüpheliyle ilgili olarak denetimli serbestlik müdürlüğünce; a) Tedaviye tabi tutulmak, b) Belirlenen programlara katılmak, c) Çocuklarla bir arada olmayı gerektiren ortamlarda çalışmaktan yasaklanmak, d) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek, e) Bir bölgede denetim veya gözetim altında bulunmak, f) Eğitim kurumuna, eğitim programına
|
Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullananlar hakkında uygulanacak tedavi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin olarak Türk Ceza Kanunu’nda, Cumhuriyet savcısı tarafından hakkında denetimli serbestlik tedbiri kararı verilen şüpheli hakkında bir veya birden fazla güvenlik tedbirine karar verilebileceği ve bu çerçevede daha etkin bir uslanma sürecinin gerçekleştirilmesi amacıyla bu düzenlemeye yer verilmiştir.
Mevcut düzenleme ile tedaviye tabi tutulmak yükümlülüğüne karar verildiği takdirde bu karar derhal ilgili sağlık kurumuna gönderilecektir. Şüpheli, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığının tespiti için her zaman sağlık kurumunca çağrılabilir, kolluk görevlileri aynı amaca yönelik olarak şüpheliyi sağlık kurumuna yönlendirebilir. Uygulanacak tedbirler, Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği sağlık kurumlarında yapılacaktır. |
|
veya mesleki uğraşlarına ilişkin eğitime devam etmek, g) Belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmak, h) Gözetim altında ücret karşılığı çalıştırılmak, ı) Silah bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silahları makbuz karşılığında adli emanete teslim etmek, i) Her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek, yükümlülüklerinden en az üç veya daha fazlasına karar verilir. Yükümlülükler, şüphelinin ihtiyacına göre bu fıkrada belirtilenlerle sınırlı olarak her aşamada değiştirilebilir veya ilave yükümlülükler getirilebilir. Gerekli görülmesi halinde denetimli serbestlik süresi içinde şüphelinin uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığının tespit edilmesi için denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından test yapılabilir veya bu amaçla şüphelinin ilgili kuruma sevki sağlanabilir. (2) Birinci fıkra uyarınca tedaviye tabi tutulmak yükümlülüğüne karar verildiği takdirde bu karar derhal ilgili sağlık kurumuna gönderilir. Bu durumda şüpheli, sağlık kurumunda ayakta veya yatarak tıbbi tedaviye tabi tutulur. |
Mevcut Teklif ile TMK 432.maddesi çerçevesinde bulunan “sarhoşluk, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı” kapsamında bulunan haller ayrıca vesayet makamına bildirilecektir.
Mevcut Teklifle, yapılan işlemler hakkında ailelerine bilgi verme yükümlülüğünü ihmal etmemiştir.
Buna ek olarak, Teklifin en önemli kısımlarından biri olan verilen güvenlik tedbiri kararlarına karşı kanun veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle iki hafta içerisinde şikayet yoluyla Cumhuriyet savcısına başvurulabilmesinin önünü açmıştır. Bu başvurular gecikmeksizin Cumhuriyet savcısı tarafından değerlendirilecektir.
Mevcut teklif taslağında, lehe olarak rehabilite edilecek kişinin topluma en kısa sürede ve en sağlıklı biçimde kazandırılması amaçlanmıştır. Bu şekilde, hem toplum ve hem de birey nazarında değerlendirildiğinde lehe bir düzenleme olduğu kanaatindeyiz. |
|
Sağlık kurumu, gerekli görmesi halinde şüphelinin rehabilitasyon amaçlı programlara katılmasına da karar verir. Şüpheli, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığının tespiti için her zaman sağlık kurumunca çağrılabilir, kolluk görevlileri aynı amaca yönelik olarak şüpheliyi sağlık kurumuna yönlendirebilir. Kolluk görevlileri sağlık kurumunun çağrısının gerçekleştirilmesi bakımından sağlık kurumuna yardım etmekle görevlidir.
(3) Soruşturma evresinde veya bu madde uyarınca belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmesi sırasında Cumhuriyet savcısı veya yetkili kamu görevlileri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 432 nci maddesinde yer alan koşulların bulunması halinde ayrıca bu durumu, yetkili vesayet makamına bildirir.
4) Yükümlülüklerin belirlenmesi veya yerine getirilebilmesi bakımından gerekli görülmesi halinde bu madde uyarınca yapılacak iş ve işlemler hakkında şüphelinin ailesine bilgi verilebilir veya ailesinden bilgi istenebilir.
|
|
|
(5) Şüpheli, bu madde uyarınca yapılan işlemlerin kanun veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle iki hafta içinde şikayet yoluyla Cumhuriyet savcısına başvurabilir. Cumhuriyet savcısı bu başvuruları gecikmeksizin değerlendirir.
(7) Bu maddenin ikinci fıkrası uyarınca uygulanacak yükümlülükler, Sağlık Bakanlığının uygun göreceği tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinde yerine getirilir. Sağlık Bakanlığınca uygun tedavi ve rehabilitasyon merkezleri açılır. Sağlık Bakanlığınca uygun görülen kurum ve kuruluşlar tarafından da bu merkezler açılabilir.
(8) Bu madde uyarınca hakkında yükümlülüğe karar verilenler için Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, belediyeler ve ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından görevleri kapsamında eğitim, rehabilitasyon, sosyal uyum ve denetim amacıyla her türlü çalışma yürütülür. |
|
|
GEÇİCİ MADDE 7- (1) Bu Kanunun 12/A maddesi kapsamında yürütülecek hizmetler ile açılacak tedavi ve rehabilitasyon merkezleri için Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca yeterli ödenek, ilgili bakanlıkların bütçesine derhal aktarılır. Bu hizmet ve merkezler için ihtiyaç duyulan personel, ilgili Bakanlığa sağlanır.
|
Tedavi merkezlerinin daha etkin hareket edebilmesi adına ilgili Bakanlıkların bütçesine ödeneklerin aktarılması öngörülmüş ve ivedilikle tedavilerin yapılması amaçlanmıştır. |
24/2/1983 TARİHLİ VE 2802 SAYILI HAKİMLER VE SAVCILAR KANUNU |
||
MEVCUT METİN |
TEKLİF METNİ |
DEĞERLENDİRMEMİZ |
Adalet Bakanlığı merkez kuruluşuna atama şartları ve şekli Madde 37 – (Değişik: 22/12/2005 - 5435/18 md.) (Mülga: 2/7/2018 - KHK/703/136 md.)
(Mülga: 2/7/2018 - KHK/703/136 md.)
Bakanlık merkez teşkilatında olmayıp, yargı görevinden bu görevlere atanacakların muvafakati alınır.
(Ek fıkra: 8/8/2011-KHK-650/18 md.) Bakanlıkta görev yapan hakim ve savcıların diğer kanunlar uyarınca Bakanlık dışındaki bir göreve atanabilmeleri Bakanın muvafakatine bağlıdır.
|
Adalet Bakanlığı merkez kuruluşuna atama şartları ve şekli Madde 37 – (Değişik: 22/12/2005 - 5435/18 md.)
Hakim ve savcıların bakan yardımcılığına atanması halinde, kadroları görev süresi boyunca meslek mensubu kadrosu olarak kabul edilir. Meslek mensubu olan bakan yardımcısına, genel idare hizmetleri sınıfında görev yapan emsalleriyle aralarındaki malî hak farkı, tazminat olarak ödenir. Kesintisiz olarak en az iki yıl görev yaptıktan sonra, görevi sona eren veya görevden alınan bakan yardımcısının malî hakları, hakimlik veya savcılık mesleğine devam etmesi kaydıyla, fiilî çalışmaya bağlı ödemeler hariç bakan yardımcılığı görevine ait ödeme unsurları esas alınarak iki yıl süreyle verilmeye devam edilir.
|
Düzenleme çerçevesinde, hakim ve savcıların Bakan yardımcılığına atanmasının önü açılmıştır. Yürütme ve yargı organlarının birbirinden ayrı olması zorunluluktur. Bu zorunluluk kaynağını, Anayasa m. 7,8 ve 9’dan almaktadır. Belirtilen düzenleme; yargıya zarar verecek nitelikte olup, yargı mensubu olan hakim ve savcıların sıfatlarını kaybetmeksizin yürütmenin bir ayağı olan Bakan yardımcılığı görevine getirilmesi sıfatlarına gölge düşürecek nitelikte olduğu kanaatindeyiz. Bu hususun lehe bir yanının olmadığı ve aleyhe olarak bağımsız yargının etkilenebileceği kanaatindeyiz |
Başka iş ve görevler : Madde 48 – (Değişik birinci fıkra: 22/12/2005 - 5435/21 md.) Hakim ve savcılar, bilimsel araştırma ve yayınlarda bulunabilirler. Davet edildikleri veya yetkili makamlarınca görevlendirildikleri, ulusal ve uluslararası kurul, kongre, konferans ve benzeri bilimsel toplantılarla meslekleri ile ilgili diğer toplantılara, görevlerini aksatmamak koşulu ile katılabilirler. Mesai gün ve saatlerinde bu tür toplantılara katılmak izne tabidir.
Bu konuda Devlet memurları hakkındaki hükümler uygulanır.
Hakim ve savcılar, Adalet Bakanının izin vermesi koşuluyla adalet yüksekokulları ile hizmet öncesi, hizmet içi ve bir üst göreve hazırlama kurslarında meslek ile ilgili konularda ders ve konferans verebilirler.
Hakim ve savcılar, kanunlarda belirlenenlerden başka, resmi ve özel hiçbir görev alamazlar, kazanç getirici faaliyetlerde bulunamazlar. Eşlerinin, reşit olmayan veya kısıtlanmış çocuklarının kazanç getiren sürekli faaliyetlerini Adalet Bakanlığına onbeş gün içinde bildirmekle yükümlüdürler.
|
Başka iş ve görevler : Madde 48 – (Değişik birinci fıkra: 22/12/2005 - 5435/21 md.) Hakim ve savcılar, Adalet Bakanının izin vermesi
|
Teklif kapsamında; hakim ve savcıların, Adalet Bakanının izni kapsamında yapılacak olan hizmet içi ve bir üst göreve hazırlana kurslarında eğitim vermesi öngörülmüştür, yapılması düşünülen değişiklik hakim ve savcıları asli görevlerinden uzaklaşmamak ve yargıda gecikmeye yol açmamak koşuluyla, Adalet Bakanlığı tarafından izin verilebileceği öngörülmektedir. Hakim ve savcıların mesleki birikim ve tecrübelerini yargı mensubu olan avukat, hakim, savcılara veya adliye personeline aktarması lehe bir husus olarak değerlendirilecektir. |
I SAYILI EK GÖSTERGE CETVELİ (Değişik: 22/12/2005 – 5435/42 md./ Değişik: 01/07/2022 – 7417/9 md.)
* 7417 sayılı Kanunun 9 uncu maddesine göre 15/1/2023 tarihinde yürürlüğe girecek cetveldeki değişikliğe göre mevcut metin güncellenmiştir.
|
I SAYILI EK GÖSTERGE CETVELİ (Değişik: 22/12/2005 – 5435/42 md./ Değişik: 01/07/2022 – 7417/9 md.)
|
Değişiklikte gösterilen bazı unvan grubuna sahip kişilerin maaş ve ikramiyesinde artış amaçlanmıştır.
|
|
Geçici Madde 23- Bu maddeyi ihdas eden Kanunla 2802 sayılı Kanunun 37’nci maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce, hakim ve savcılık mesleğinden ayrılarak bakan yardımcısı olarak görev yapmakta olanların, hakimlik ve savcılık mesleğine kabulleri yapılır ve bunların kadroları görev süreleri boyunca meslek mensubu kadrosu olarak kabul edilir.
|
Bu teklif taslağı kapsamında, hakim ve savcıların mesleğinden ayrılarak Bakan yardımcısı olarak görev yapmakta olanların hakimlik ve savcılık mesleğine görev süreleri boyunca güvence altına almak için meslek mensubu kadrosu olarak kabul edilecekleri düzenlenmiştir. |
9/1/2013 TARİHLİ VE 6384 SAYILI AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN |
||
MEVCUT METİN |
TEKLİF METNİ |
DEĞERLENDİRMEMİZ |
Komisyon ve çalışma esasları MADDE 4 – (1) Bu Kanun kapsamında yapılacak müracaatlar hakkında karar vermek üzere Bakanlığın merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında çalışan hakim ve savcılar arasından Adalet Bakanı tarafından atanacak dört kişi ile Maliye Bakanı tarafından Maliye Bakanlığı personeli arasından atanacak bir kişiden oluşan toplam beş kişilik bir Komisyon kurulur. Komisyon Başkanı bu üyeler arasından Adalet Bakanı tarafından seçilir. (2) 9 uncu madde hükmü saklı kalmak üzere Komisyon üyelerine, müracaatlar sonuçlandırılıncaya kadar başka bir görev verilmez.
(3) Komisyon, üye sayısının salt çoğunluğuyla toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla karar verir.
|
Komisyon ve çalışma esasları MADDE 4 – (1) Bu Kanun kapsamında yapılacak müracaatlar hakkında karar vermek üzere Bakanlığın merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında çalışan hakim ve savcılar arasından Adalet Bakanı tarafından atanacak (2) 9 uncu madde hükmü saklı kalmak üzere Komisyon üyelerine, |
Anayasa Mahkemesi’nde derdest olan bazı bireysel başvuruların; 6384 sayılı Kanunla kurulan Tazminat Komisyonu tarafından incelenmesinin öngörülmesi sebebiyle artacak iş yükü nazara alınarak, Komisyonun üye sayısı artırılmakta ve iki heyet halinde çalışmasına imkan tanınmaktadır.
Anayasa Mahkemesi’nde derdest olan bazı başvuruların daha hızlı şekilde sonuca ulaşması için artan dosya ve iş yükü de gözönüne alınarak Komisyon üye sayısını arttırılırken öngörülen ve iki heyet halinde çalışması düzenlemiştir. Komisyon asgari beş üye ile ve heyetler üye tam sayısıyla toplanacak olup kararlar salt çoğunlukla verilmesi öngörülmüştür.
Bu halde; bireysel başvuruda bulunan kişilerin daha hızlı ve etkin bir sonuca ulaşabilmesi lehe bir husus olarak değerlendirilmektedir. |
|
(3) Komisyon
|
|
Anayasa Mahkemesinde bulunan bazı bireysel başvurular hakkında Komisyona müracaat GEÇİCİ MADDE 2- (Ek:25/7/2018-7145/20 md.) (l) Kanunun 2’nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında olup, münhasıran bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan bireysel başvurular, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Komisyon tarafından incelenir. |
Anayasa Mahkemesinde bulunan bazı bireysel başvurular hakkında Komisyona müracaat GEÇİCİ MADDE 2- (Ek:25/7/2018-7145/20 md.) (l) “ |
Mevcut düzenleme, 01.01.2023 tarihinde dosya yoğunluğu nazara alınarak yapılmış olup, daha hızlı kararlar almak adına derdest durumda bulunan bireysel başvuruların yoğunluğu, Anayasa Mahkemesi’nin iş yükü de dikkate alındığında kabul edilemezlik kararı verilmesi ve neticesinde bireylerin müracaat etmeleri halinde, Adalet Bakanlığı Tazminat Komisyonu tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu hususun bireylerin lehine olarak düzenlendiği söylenebilecektir. |