Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84

Anayasa Mahkemesi’nin Kamulaştırma Kanunu’nun 10. Maddesinin On Dördüncü Fıkrası Hakkındaki İptal Kararı

27.03.2025 / Ersan Şen Hukuk ve Danışmanlık Özel Hukuk Departmanı

4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 24/4/2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun'un 5. maddesiyle değiştirilen 10. maddesinin on dördüncü fıkrasının “... kamulaştırma işlemine karşı hak sahipleri tarafından idari yargıda iptal davası açılması ve idari yargı mahkemelerince de yürütmenin durdurulması kararı verilmesi halinde mahkemece, idari yargıda açılan dava bekletici mesele kabul edilerek bunun sonucuna göre işlem yapılır.” hükmü Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir (Esas Sayısı : 2024/101 Karar Sayısı : 2024/232 Karar Tarihi : 25/12/2024).

Söz konusu maddenin iptali için başvuruda bulunan Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin iptal talebine ilişkin gerekçesi özetle, “itiraz konusu kuralla kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda açılan davada yürütmenin durdurulması kararı verilmemesi halinde bu davanın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında bekletici mesele yapılamayacağının düzenlendiği, dolayısıyla hukuk mahkemesinde görülen davanın idari yargıda görülen davadan önce sonuçlanması halinde hak kayıplarının ortaya çıkabileceği, zira bedel tespiti ve tescil davasında tescile ilişkin kararın kesin nitelikte olduğu, kişilerin kamulaştırma işleminin iptali halinde kamulaştırılan taşınmazla ilgili yolsuz tescil davası açma imkanları olsa dahi bu durumun kişiler açısından aşırı bir külfete neden olacağı” şeklindedir.

Anayasa Mahkemesi talebi haklı bulup söz konusu hükmü iptal etmiş olup, bu konudaki gerekçesinin ilgili bölümü şu şekildedir:

“Bu itibarla hak sahibinin anılan Kanun’un 14. Maddesinde belirtilen şekilde kamulaştırma işlemine karşı açtığı iptal davasında yürütmenin durdurulması kararı verilmemesi halinde bu davanın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında bekletici mesele yapılmaması ve hukuk mahkemesince de davanın iptal davasından önce karara bağlanması mümkündür. Bu durumda bedel tespitine ve taşınmazın idare adına tesciline hükmedilmesi nedeniyle kamulaştırma işlemine karşı sonradan verilen bir iptal kararının bedel tespiti ve tescil kararı üzerin de herhangi bir etkisinin olmayacağı anlaşılmaktadır.

Kanun’un 10. Maddesinin sekizinci fıkrasında ise hukuk mahkemesince verilen tescil hükmünün kesin olduğu, 25. Maddesinin birinci fıkrasında da mülkiyetin mahkemece verilen tescil kararı ile idareye geçeceği hüküm altına alınmıştır. Bu bakımdan, kamulaştırma işleminin hukuka aykırı bulunarak iptal edilmesi halinde tespit ve tescil kararının hukuki dayanağının ortadan kalkmasına rağmen taşınmazın mülkiyetinin idareye geçmesi söz konusu olabilecektir.

Kuralda yürütmeyi durdurma kararı verilmesi hali dışında kamulaştırma sürecinin kesinleşmesinden önce kamulaştırma kararının hukuka uygunluğunun idari yargı mercilerince denetlenmesine yönelik olarak herhangi bir güvence öngörülmemiştir. Dolayısıyla kamulaştırma kararına karşı etkili bir yargısal denetim yapılması imkanını tanımayan kural, devletin, mülkiyet hakkına yönelik ihlal iddialarının dile getirilmesinde gerekli ve yeterli mekanizmaları oluşturma yükümlülüğüyle bağdaşmamaktadır.”

Anayasa Mahkemesi, belirtilen gerekçelerle söz konusu hükmün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. Söz konusu hükmün iptali nedeniyle anılan fıkranın kalan kısmı, 6216 sayılı Kanun’un 43. Maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptal edilmiştir.