Ersan Şen Hukuk ve Danışmanlık - Patentli Ürünün İthali ve Satışından Doğabilecek Hukuki ve Cezai Sorumluluk

Fatma Koç

Patentli Ürünün İthali ve Satışından Doğabilecek Hukuki ve Cezai Sorumluluk
02.06.2022 / Stj. Av. Fatma Koç

PATENTLİ ÜRÜNÜN İTHALİ VE SATIŞINDAN DOĞABİLECEK HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUK

Uluslararası patent hakkı bulunan ürünlere dair yürütülecek faaliyetlerin kapsamı hakkında ulusal hukuk alanında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Uygulama Yönetmeliği, Çalışan Buluşları Tahkim Usulü ve Bedel Yönetmeliği ve Türk Patent Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’da düzenlemeler yer alırken uluslararası hukuk alanında ise Türkiye’nin 12.07.2000 tarihinden bu yana üye olduğu Avrupa Patent Sözleşmesi (“EPC”)[1] ve Türkiye’nin 01.01.1996 tarihinden bu yana üye olduğu Patent İşbirliği Antlaşması (PCT)[2] [3] çeşitli düzenlemelerle esas ve usul bakımından belirleyici bir çerçeve getirmiştir. Anılan düzenlemelerle belirlenen kapsamı aşan patentli ürün ithal ve satışının hem ulusal hukukta ve hem de uluslararası hukuk alanında birtakım hukuki ve cezai sorumlulukları beraberinde getirmesi söz konusu olabilecektir.

Yukarıda anılan düzenlemeler patent hakkına tecavüz sayılacak durumlar hakkında birtakım belirlemeler yapmıştır. Patent hakkına tecavüz, patent hakkının koruma kapsamına yapılan izinsiz müdahaledir.[4] Patente konu ürünün, kısmen veya tamamen üretilmesi yoluyla taklit edilmesi, kısmen veya tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla üretilen buluş konusu ürünlerin satılması, dağıtılması veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarılması ya da bu amaçlar için ithal edilmesi, ticari amaçla elde bulundurulması, uygulamaya koymak suretiyle kullanılması, veya bu ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunulması, patent hakkı sahibinin verdiği lisansın kapsamının izinsiz genişletilmesi, patent hakkının gasp edilmesi, patent hakkına tecavüz sayılan fiiller kapsamında değerlendirilmektedir. Buna göre, patent hakkı sahibi; buluşun yeri, teknoloji alanı ve ürünlerin ithal veya yerli üretim olup olmadığı konusunda herhangi bir ayırım yapmaksızın patent hakkından yararlanacaktır. Patent konusu ürün, koruma süresi boyunca, ancak patent sahibinin izin vermesi halinde diğer kişiler tarafından kullanılabilecektir.

Mevcut düzenlemelerde patent hakkına tecavüz niteliğinde olan fiillerin de hukuki ve cezai birtakım sonuçlar doğurması öngörülmüştür. Doğabilecek hukuki sorumluluk bakımından, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m. 85 uyarınca, patent sahibi başkalarının izinsiz üretim, satış, ithal, kullanma ve ticari bulundurma eylemlerinin önlenmesini talep edebilmektedir. Az önce saymak suretiyle andığımız patent hakkını ihlal eden eylemlerin gerçekleşmesi halinde patent hakkı sahibinin, 6769 sayılı Kanun m.149 uyarınca talebine ve somut olayın şartlarına göre belirli davaları açması mümkündür. Patent hakkına tecavüz daha başlamamış olmakla birlikte, başlayacağına dair ciddi kanıtların ve riskin söz konusu oluğu hallerde, hak sahibi, patente tecavüzün tespit edilmesi ve önlenmesi için dava açabilecektir. Eğer patent hakkını ihlal eden eylemler başlamış ve süregeliyorsa; hak sahibi, mevcut tecavüzün durdurulması ve giderilmesi için dava açabilecektir. Patente tecavüzün durdurulması davası ve giderilmesi davası; tecavüzlü ürünleri üreten, satan, dağıtan, ticari olarak bulunduran ve ticarete koyanlara karşı açılabilir.

Patent hakkı ihlal edilen hak sahibinin, yukarıda anılan davalarla birlikte tazminat ve yoksun kalınan kazanç talep etmek için dava açması da mümkündür. Buna göre; hak sahibi, söz konusu ihlal nedeniyle uğradığı zararların giderilmesi ve yoksun kaldığı karın ödenmesi için dava açabilir. Hak sahibinin manevi tazminat davası açması da mümkün olup, manevi tazminat yargılaması sonucunda patent hakkını ihlal eden kişinin bir miktar para ödemesi veya saldırıyı kınayan kararın yayımı kararları verilebilir. Patentlenmiş fikrin, ihlal eden tarafından kötü ve kalitesiz bir üretime konu edilmesi, örneğin vasıfsız malzeme kullanılması veya bu nitelikteki ürünün ticarete konu edilmesi halinde, hak sahibi, patent hakkının itibarının zedelendiğini ileri sürerek hakkını ihlal eden kişi ve kimselere itibar tazminatı davası da açabilir.

Patent hakkının ihlal edilmesi, aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı davranış ve ticari uygulama olarak değerlendirilebileceğinden, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.54-63 hükümleri uyarınca “Haksız Rekabet”ten doğan sorumluluk halleri de gündeme gelebilecektir. Haksız Rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan patent hakkı sahibi; fiilin haksız olup olmadığının tespit edilmesi, haksız rekabetin sona erdirilmesi, uğradığı zararın tazmin edilmesi, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhası, manevi tazminat ödenmesi talepleriyle dava açabilecektir. Patent hakkı sahibinin, Sınai Mülkiyet Kanunu’na dayanarak talepte bulunması, Haksız Rekabet hükümlerine göre talepte bulunulmasına engel değildir. Her iki hukuki nedene dayalı olarak farklı davalar aynı anda açılabilmektedir.

Patent hakkına tecavüz niteliğinde olan fiillerin doğurabileceği cezai sorumluluk için ise 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.62 uyarınca Haksız Rekabetten kaynaklanan cezai sorumluluktan bahsedilebilir. Şöyle ki; Türk Ticaret Kanunu 55. maddede yazılı haksız rekabet fiillerinden birini kasten işleyenler; kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için kişisel durumu, ürünleri, iş ürünleri, ticari faaliyeti ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi verenler; çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için aldatanlar; çalıştıranlar veya müvekkillerden, işçilerinin veya çalışanlarının ya da vekillerinin, işlerini gördükleri sırada cezayı gerektiren bir haksız rekabet fiilini işlediklerini öğrenip de bu fiili önlemeyenler veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmeyenler hakkında, patent hakkı sahibinin şikayeti üzerine iki yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmedilmesi söz konusu olabilecektir.

Haksız rekabet fiili, bir tüzel kişinin faaliyetleri sırasında işlenirse, yukarıda anılan cezalar tüzel kişi adına hareket eden veya etmesi gerekmiş olan organın üyeleri veya ortakları hakkında uygulanır. Yani, tüzel kişinin ticari temsilcisi, yönetim kurulu üyeleri ve ortaklarının sorumluluğu gündeme gelmektedir. Buna ek olarak, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine de karar verilebilecektir.

Yukarıda izah olunan gerekçelerle; Türkiye sınırlarında patent koruması bulunan bir ürünün, patent hakkı sahibinin izni olmaksızın kullanılması, üretilmesi, ithal edilmesi, satılması gibi faaliyetler hem patent hakkına tecavüz hem de haksız rekabet teşkil edebilecek, patent hakkına tecavüz eden kimselerin hukuki ve cezai bakımdan sorumlu tutulmalarına sebep olabilecektir.

 

[1] Sözleşme’ye üye ülkeler: Almanya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, GKRY, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, Lihteştayn, Lüksemburg, Monako, Portekiz, Türkiye, Yunanistan, İzlanda, Letonya, Polonya, Romanya, Slovenya, Slovekya, Macaristan, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Litvanya, Letonya.

[2] Son değişikliklere göre, 2022 yılı itibariyle Sözleşme’ye üye ülke sayısı 156’ya ulaşmıştır. Tüm üye ülkelerin resmi güncel listesi için; https://wipolex.wipo.int/en/treaties/ShowResults?start_year=ANY&end_year=ANY&search_what=C&code=ALL&treaty_id=6 .

[3] Güneş, İ.(2021). Sınai Mülkiyet Kanunu Işığında Uygulamalı Patent ve Faydalı Model Hukuku (4. bs.). Ankara: SEÇKİN. s.16

[4] Suluk, C.(2021). Fikri Mülkiyet Yazıları I – Mütalaalarım (2001-2020), Ankara: SEÇKİN, s.412