Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84

Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84

Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84

Yargıtay Kararları Işığında Ortaklığın Giderilmesi Davasında Bekletici Sorun (I)

03.11.2023 / Doç. Dr. Anıl Köroğlu

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 165’inci maddesinin birinci fıkrasına göre, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir. Bu kapsamda, ortaklığın giderilmesi davasının incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye başvurması için uygun bir süre verir. İlgili taraf, verilen süre içinde görevli mahkemeye başvurmadığı takdirde bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verilir (Karş. HMK m. 165/2). Uygulamada ortaklığın giderilmesi davasını gören mahkemenin bazı davaların sonucunu beklemesi gerektiği kabul edilmektedir.

Paylaştırılması istenen taşınmaz hakkında açılan tapu iptali ve tescili davası ortaklığın giderilmesi davası için bekletici sorun niteliğindedir.

Ayrıca, davaya konu taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil davası bulunması halinde bu davaların sonunda pay ve paydaş durumu değişebileceğinden ortaklığın giderilmesi davasının sonucu da etkilenecektir. Bu nedenle, açılan tapu iptali ve tescil davaları 6100 Sayılı HMK’nın 165/1. maddesi gereğince görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele yapılması gerekir.[1]

Tapuda isim düzeltilmesi talebi, ortaklığın giderilmesi davası açısından bekletici sorun yapılabilir.

Olayımızda tapu paydaşı Mustafa oğlu K.M.T olduğu halde hükme esas alınan mirasçılık belgesi Mustafa oğlu M.K.T’na aittir. Tapuda paydaş olan […] ile davacının miras bırakanı M.K.T.’nun aynı kişi olduğu dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Bu husus üzerinde durularak gerekirse ilgilisine tapuda isim düzeltme davası açmak üzere süre ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.[2]

Ortaklığın giderilmesi davasına konu olan taşınmazdaki imar işlemlerinin iptali için idarî yargıda açılan dava, ortaklığın giderilmesi davası bakımından bekletici sorun sayılmıştır.

Somut olayda; dava konusu taşınmazdaki imar işlemlerinin iptali için Ordu İdare Mahkemesi’nin 2013/1669 Esas sayılı dosyası ile dava açılmıştır. İmar planının iptali için idari yargıda dava açılmışsa, açılan bu davanın sonucunun beklenmesi gerekir. Bu dava sonunda pay ve paydaş durumunun değişebileceğinden ortaklığın giderilmesi davası etkilenecektir. İdari yargıda açılan idari işlemin iptali davası 6100 Sayılı HMK’nın 165/1. maddesi gereğince görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele teşkil eder. Mahkemece, 01.07.2015 tarihli duruşmada Ordu İdare Mahkemesi dosyasının bekletici mesele yapılmasının eldeki davaya hukuki bir yarar sağlamayacağı gerekçesiyle bekletici mesele talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.[3]

Taşınmazın paylaştırılması davası devam ederken paydaşlardan biri tarafından açılan önalım davası ortaklığın giderilmesi davası açısından bekletici sorun niteliğindedir.

Dava konusu edilen ve satışına karar verilen 93 parsel nolu taşınmazda paydaş Mehmet Aydın bir kısım payını yargılama sırasında Ü... ve S..’a temlik ettiği ve devir alan şahısların da davaya dahil edildiği anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında yukarıda adı geçen şahısların devir aldıkları payın iptali için davalılardan M... tarafından Antalya 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/168 esasında önalım davası açıldığı ve mahkemece 29.4.2003 tarihli oturumda bu dava dosyasının sonucunun beklenilmesine karar verildiği halde bu ara kararından rücu edilmeden esas hakkında karar verilmiştir. Davalılar tarafından açılan önalım davasının kabulü̈ halinde tapudaki mülkiyet durumu değişebileceğinden bu dava sonucunun bekletici mesele yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından[4]

Yargıtay’a göre, mirasta denkleştirme ve aile konutunun özgülenmesi davaları, ortaklığın giderilmesi davası için bekletici sorun sayılmalıdır.

Davalılar A. ve N.Ü., davacı A.Ü. aleyhine Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesinde 2005/169 Esas sayılı dosya ile mirasta denkleştirme davası açmıştır. Açılan bu dava görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davasının sonucunu etkileyeceğinden denkleştirme davasının sonuçlanmasının beklenmesi gerekir. Mahkemece açılan bu davanın sonucunun beklenilmesi gerekirken[5]

Ortaklığın giderilmesi ve aile konutunun özgülenmesi davaları nitelikleri itibariyle ayrı ayrı davalardır. Ortaklığın giderilmesi davaları, paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallar ile haklarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu halde, aile konutunun özgülenmesi davası sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması isteğini içermekte olup iki taraflı bir dava olduğu söylenemez. Miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanınması isteğini içeren davada görevli mahkeme taşınmazın değerine göre belirlenir. Bu dava müstakil olarak açılabildiği gibi açılmış olan bir ortaklığın giderilmesi davasında karşı dava şeklinde de görülebilir. Özgüleme davası, ortaklığın giderilmesi davasında karşı dava şeklinde açılmış ise, mahkemece dava konusu taşınır ya da taşınmazın değeri belirlenerek, dava değer itibariyle sulh mahkemesinin görev sınırını aşıyorsa özgüleme davasının tefrikine ve mahkemenin görevsizliğine karar verilip, bu davanın sonucu beklenmelidir. (HUMK. Md.5) Karşı davanın değeri sulh mahkemesinin görevine giriyorsa HUMK’nun 566. maddesi uyarınca öncelikle özgüleme isteği çözümlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.[6]

 


[1] Yarg. 14. HD, 13.3.2018, E. 2016/1918, K. 2018/1899.

[2] Yarg. 6. HD, 8.12.2005, E. 2005/9778, K. 2005/11323.

[3] Yarg. 14. HD, 30.9.2019, E. 2016/7759, K. 2019/6015.

[4] Yarg. 6. HD, 7.11.2005, E. 2005/8235, K. 2005/9969. Ancak bu konuda doktrinde aksi fikirler bulunmaktadır.

[5] Yarg. 6. HD, 29.3.2007, E. 2007/2542, K. 2007/3548.

[6] Yarg. 6. HD, 13.10.2010, E. 2010/8795, K. 2010/10793.