Blog

Tasarrufun İptali Davasında Aciz Vesikasının İbraz Edileceği Zaman
30.11.2023 / Stj. Av. Emine Dilara Can

Aciz vesikası, İcra ve İflâs Kanunu’nun 143’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, alacaklı alacağının tamamını alamamış ve aciz vesikası düzenlenmesi için gerekli şartlar yerine gelmişse, icra dairesi kalan miktar için hemen bir aciz vesikası düzenleyip alacaklıya ve bir suretini de borçluya verir; bu belgeler hiçbir harç ve vergiye tâbi değildir.

Yargıtay Kararları Işığında Çalışma Koşullarında Esaslı Değişiklik İçin Uyulması Gereken Usul
22.11.2023 / Stj. Av. Beyza Kuver

İş ilişkisinden kaynaklanan ve işin yerine getirilmesinde tabi olunan bütün hak ve borçlara “çalışma koşulları” denir. Çalışma koşulları, işçinin alacağı ücret, kullanacağı izinler, çalışma yeri, yapılan iş türü, hafta tatili vb. tüm koşullardır. Çalışma koşullarındaki esaslı değişiklik, işçinin durumunu ağırlaştıran, dürüstlük kuralları kapsamında işçiden kabul etmesi beklenemeyecek değişikliklerdir.

Türkisches Erbrecht: Anfechtung des Testaments (Fragen und Antworten)
07.11.2023 / Doç. Dr. Anıl Köroğlu

Die Gründe für die Anfechtung eines Testaments sind in Artikel 557 des türkischen Zivilgesetzbuchs aufgeführt. Diese sind wie folgt:

Arbitration In Turkey: Should the Objection to an Interim Measure Order be Filed to the Original Court that Issued it or to the Foreign Arbitration Panel?
06.11.2023 / Doç. Dr. Anıl Köroğlu, Av. Mehmet Vedat Ervan

Pursuant to paragraph 3 of Article 35 of Act No. 5235, in order to eliminate the difference of jurisprudence between the civil chambers of the regional court of appeal, the Istanbul Regional Court of Appeals Presidents′ Board has requested the Court of Cassation to decide on “whether the objection against the interim measure decision should be evaluated by the court of first instance that issued the decision or by the foreign arbitration panel where the actual dispute is heard”, and the said difference of jurisprudence was resolved by the decision of the 6th Civil Chamber of the Court of Cassation’s decision dated 10.10.2022 and numbered 3529/4699.

Arbitration in Turkey: Confidentiality Principle During Arbitration Proceedings in Turkey
27.10.2023 / Doç. Dr. Anıl Köroğlu

Confidentiality in arbitration is considered to be one of the key determinants of the desirability of arbitration as an alternative dispute resolution mechanism both in Turkey and in the world. The parties may stipulate in their contract that confidentiality shall be maintained in arbitration and may provide sanctions for breach of this obligation. However, in the absence of such a provision in the parties′ agreement, the question arises as to whether confidentiality can be regarded as an indispensable feature of arbitration. Even though for many years confidentiality was considered to be an indispensable feature of arbitration, nowadays the necessity and limits of confidentiality in arbitration are being questioned.

Yargıtay Kararları Işığında Ortaklığın Giderilmesi Davasında Bekletici Sorun (I)
03.11.2023 / Doç. Dr. Anıl Köroğlu

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 165’inci maddesinin birinci fıkrasına göre, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir. Bu kapsamda, ortaklığın giderilmesi davasının incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye başvurması için uygun bir süre verir. İlgili taraf, verilen süre içinde görevli mahkemeye başvurmadığı takdirde bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verilir (Karş. HMK m. 165/2). Uygulamada ortaklığın giderilmesi davasını gören mahkemenin bazı davaların sonucunu beklemesi gerektiği kabul edilmektedir.

İhtiyati Tedbir Kararına İtiraz, Kararı Veren İlk Derece Mahkemesine mi Asıl Uyuşmazlığı Gören Yabancı Tahkim Heyetine mi Yapılmalıdır?
25.10.2023 / Doç. Dr. Anıl Köroğlu, Av. Mehmet Vedat Ervan

5235 sayılı Kanunun 35. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, benzer olaylar hakkında farklı yönde kesin nitelikte kararlar veren bölge adliye mahkemesi hukuk daireleri arasında oluşan içtihat farklılığının giderilmesi amacıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’nun 01.07.2022 tarih ve 2022/51 sayılı kararıyla, “ihtiyati tedbir kararına karşı yapılan itirazın, kararı veren ilk derece mahkemesi tarafından mı, asıl uyuşmazlığın görüldüğü yabancı tahkim heyeti tarafından mı değerlendirilmesi gerektiği” konusunda Yargıtay tarafından karar verilmesi talep edilmiş olup, söz konusu içtihat farklılığı Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 10.10.2022 tarihli, 2022/3529 E. ve 2022/4699 K. sayılı kararıyla giderilmiştir.

Bilirkişi Raporuna Karşı İtiraz Konusu Yapılmayan Husus Sonradan İstinaf Sebebi Yapılabilir mi?
19.10.2023 / Doç. Dr. Anıl Köroğlu

Bilirkişi raporuna karşı itiraz Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281’inci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.

Fiili Taksim Halinde Yasal Önalım Hakkının Kullanılamaması
21.07.2023 / Stj. Av. Hasan Basri Nart

Yasal önalım hakkı, paylı mülkiyet halinde bir paydaşın, taşınmaz mal üzerindeki payını tamamen veya kısmen paydaşlar dışındaki üçüncü bir kişiye satması durumunda, diğer paydaşlara aynı şartlarla satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren, eşyaya bağlı, yenilik doğurucu bir dava ile kullanılabilen bir haktır. Nitekim 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 732. maddesi “Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler.” yasal önalım hakkını tanımlamaktadır. Bu hak, mülkiyet hakkının kanundan doğan kısıtlamalarından biridir. Paydaşlara yasal önalım hakkı tanınmasının iki amacı vardır: Bunlardan birincisi, paylı mülkiyet birliğindeki paydaş sayısını azaltmaktır. Bunun sebebi ise, taşınmaz üzerindeki mülkiyetin nihayet tek kişinin mülkiyeti haline gelmesidir[1]. İkincisi ise, paydaşlar dışındaki yabancı bir kişinin paylı mülkiyet birliğine girmesini engellemektir[2].

Yabancı Şirketlerin Türkiye′de İrtibat Bürosu Açması
27.02.2023 / Av. Nur Zeynep Şen, Av. İrem Naz Dolu Sural

İrtibat büroları; şirket ve şubelerden farklı bir yapıya sahip olup, piyasayı gözlemlemek ve faaliyet gösterilmesi planlanan bölgenin ekonomik potansiyelini daha iyi anlamak isteyen yatırımcılar tarafından, şirket doğrudan yabancı bir ülkede ticari faaliyete başlamadan önce açılabilmektedir.

İstinaf Başvurusunda Belirtilmeyen Sebeplerin Temyiz Yargılamasında Dikkate Alınıp Alınamayacağı Sorunu
21.02.2023 / Av. Yılmaz Komit

İstinaf, kural olarak ilk derece mahkemelerince verilen nihai kararlara karşı bölge adliye mahkemeleri nezdinde başvurulan bir kanun yoludur . İstinaf incelemesinin kapsamı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İncelemenin kapsamı” başlıklı 355’nci maddesinde düzenlenmiş olup bu maddeye göre; “istinaf incelemesi sadece istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re’sen gözetir.” şeklinde ifade edilmiştir. Esasen istinaf dilekçesinde sebep belirtilmesi zorunlu olmayıp, Bölge adliye mahkemesi istinaf dilekçesinde sebep belirtilmemesi durumunda dahi HMK m.355 çerçevesinde (kamu düzenini ilgilendiren sebepler kapsamında) inceleme yapabilir.

Dijital Pazarlarda Hakimiyetin Kötüye Kullanımı ve Dijital Piyasa Yasasının İncelenmesi
11.01.2023 / Stj. Av. Şevval Ergün

Günümüzde uygulama geliştiricilerinin Google ve Apple′a yönelik şikayetleri gittikçe artmaktadır. Bu şikayetler genellikle uygulamaların Google ve/veya Apple′ın uygulama mağazalarından kaldırılmasıyla ilgilidir. Uygulamaların kaldırılmasının nedenleri olarak; uygulama mağazasının iş modeline müdahale, çeşitli yasal hükümlerin ihlali, herhangi bir uygulama benzeri hizmet sunmama ve/veya uygulama mağazasının hüküm ve koşullarının genel ihlali, sayılmıştır.

7413 Sayılı Kanunla Noterlere Verilen Taşınmaz Satış Sözleşmesi Yapma Yetkisi
04.07.2022 / Stj. Av. Fatma Koç

28.06.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7413 sayılı Kanun’un 9. ve devamı maddelerinde 1512 sayılı Noterlik Kanununda birtakım değişiklikler yapılmıştır. 7413 sayılı Kanun 9. ve devamı maddelerine göre; noterlerin atanma, nakil, göreve başlama ve istifa etme esaslarında getirilen değişiklerin yanı sıra;  noterlerin yapabileceği işler arasına “taşınmaz satış sözleşmesi” eklenmiş ve noterlerce yapılacak taşınmaz satış sözleşmelerinde uyulacak usul ve esaslar ile bu sözleşmelerin düzenlenmesinden dolayı oluşacak zararlardan noterlerin de sorumlu olacağı düzenlenmiştir.

Kira Artış Oranına Getirilen %25 Sınırlaması Karşısında 5 Yıldan Uzun Süreli Veya 5 Yıldan Sonra Yenilenen Kira Sözleşmelerinin Durumu
28.06.2022 / Stj. Av. Fatma Koç

İşbu yazımızda; beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde, her beş yılın sonunda kira bedelini hakkaniyete ve emsal kira bedellerine uygun hale getirme imkanı tanıyan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m.344/3’ün, 11.06.2022 tarihli ve 31863 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve konut kiralarında artış oranını %25 ile sınırlayan 7409 sayılı Kanun karşısındaki uygulama alanı değerlendirilecektir.

7410 sayılı Kanun ile 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’da Yapılan Değişiklikler
16.06.2022 / Av. Nur Zeynep Şen, Stj. Av. Berra Berçik

15 Haziran 2022 tarihli ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Kanun ile çeşitli kanunlarda değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerden bazıları 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’da yapılmıştır.

Menkul Satış Sözleşmelerine Getirilen Dövizle Ödeme Yasağı
13.05.2022 / Av. Nur Zeynep Şen, Stj. Av. Berra Berçik

19.04.2022 tarihli ve 31814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 2008/32-34 sayılı Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2022/32-66 sayılı Tebliğ ile yürürlüğe giren yeni değişiklikle, Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri menkul satış sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin döviz üzerinden ödenmesi yasaklanmıştır.

Dijital İçeriğin Oluşturulmasında Hak Devri ve Korunması
29.03.2022 / Doç. Dr. İrfan Akın

NFT, GIF, TOKEN üretiminde veya METAVERSE evreninde kullanılan/kullanılabilecek birçok unsur bulunmaktadır. Dijital veya gerçek hayatta oluşmuş, insanlarda olumlu ya da olumsuz duygu ve düşünceler oluşturan bu unsurların ortak noktası, insanların ilgisini çekmesidir. Günümüz ticari hayatında insanların ilgisini çekebilmek, altından, petrolden daha değerli hale gelmiştir. Dijital dünyada bütün insanların ulaşabildiği bir pazara sunulan bu ürünler, ilgi görmesi halinde yapılan yatırımı fazlasıyla karşılamaktadır.

Elektronik Haberleşme Sektöründe Abonelik Sözleşmelerinin Kurulması
18.03.2022 / Av. Nur Zeynep Şen Stj. Av. Fatma Koç

Türk Hukukunda; elektronik haberleşme hizmetine ilişkin abonelik sözleşmelerinin kurulmasının usul ve esasları hakkında birden fazla kanun ve yönetmelik bulunmaktadır. Mevzuat bir bütün olarak değerlendirildiğinde ise; kanun koyucunun hüküm altına aldığı şekil şartları ile amaçladığı en önemli hususun, abonelik başvurucusuna ait kimlik doğrulamasının açık ve kesin bir şekilde yapılabilmesidir. Bir başka deyişle; gerek elle atılan imza ile kurulan ve gerekse elektronik ortamda kurulan abonelik sözleşmeleri açısından önemli olan hususun, abonenin kimliğini şüpheye yer bırakmayacak şekilde doğrulamak olduğu, bu şekilde kanun koyucunun özellikle elektronik haberleşme sektörü aracılığıyla işlenen suçlar açısından şüpheli kişilerin kimlik tespitini hızlı ve doğru bir şekilde yapabilmeyi amaçladığı söylenecektir. İşbu yazımız içeriğinde; öncelikle ilgili Kanun ve Yönetmelik hükümleri incelenecek olup, işletmeci tarafından abonelik sözleşmesinin kurulması sırasında hangi şartlara uyulması gerektiği seçenekleri ile birlikte açıklanacaktır.

4458 Sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Kararın Değerlendirilmesi
16.03.2022 / Av. Nur Zeynep Şen

15.03.2022 tarih ve 31779 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5303 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 4458 sayılı Gümrük Kanunun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar’ın yürürlüğe koyulmasına karar verilmiştir.

Restriction of Competition by Object and Effect Under Art.101 TFEU
04.02.2022 / Av. Mehmet Vedat Ervan

In this work, after an overview explanation is given (I), the restriction of competition by object and effect according to the Art. 101 of Treaty on the Functioning of the European Union (TFEU) will be explained (II). Later the restriction of competition by object will be discussed in the light of the Court of Justice of the European Union’s (CJEU) decisions (III). Lastly, the practices in Turkish law will be presented (IV).

Kiracının Aidat Borcu İçin Kat Malikleri Kurulunda Oy Kullanabilme ve Dava Hakları
26.01.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Stj. Av. Fatma Koç

İşbu yazı; toplu yaşam alanlarında kiracı ve kiraya verenin, yaşam alanının yönetimi, giderleri ve sair hususlarına ilişkin kararların alındığı olağan ve olağanüstü kat malikleri kurulu toplantısına katılma ve bu toplantılarda oy kullanma haklarını açıklamak üzere hazırlanmıştır. “Mal sahibi” olarak kabul edilen kat malikinin, dairede malikin birden fazla olması halinde temsil edenin veya mal sahibini temsil edenin bina yönetimini ve kat malikleri kurulunun kararları ile ilgili kurulda oy kullanma ve dava hakları zaten vardır. Bu yazımızda, konuyu kiracının oy kullanabilme ve dava hakları bakımından inceleyeceğiz.

Takviye Edici Gıdaların Çevrim İçi Satışa Konu Olması
04.01.2022 / Av. Nur Zeynep Şen, Av. İrem Şen

Covid-19 pandemisinin dünyaya yayılması neticesinde normal beslenmeyi desteklemek amacı ile takviye edici gıdalara ilişkin tüketici talebi büyük ölçüde arttığından, bu gıdaların satışları pandemi öncesine oranla yükselmiş, bu gıdalar fiziki ve çevrim içi her türlü satışa konu hale gelmiş, ancak bunların insan sağlığına doğrudan etkisi olabileceği gözönüne alınarak yalnızca eczanelerde satılabileceğine yönelik yasal bir düzenlemenin olup olmadığı ve bu ürünler için pazar imkanı sağlayan e-ticaret sitelerinin sorumluluğu akıllarda soru işaretleri oluşturmuştur.

The Impact of the Preliminary Ruling to The Sources of The European Internal Market Law
04.12.2021 / Av. Mehmet Vedat Ervan

There are three pillars of the European Internal Market Law, which can be categorised as primary sources, secondary sources and the case law of the Court of Justice of the European Union (ECJ). In this essay, after an introduction (I), the primary sources (II), then the secondary sources (III) and lastly the impact of the case law and preliminary ruling procedure (IV) on the development of the Internal Market law including its underlying principles (V) will be explained.