Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84

Prof. Dr. Ersan Şen
Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84
Avukatın Şüpheliyi veya Sanığı Savunduğu İçin Suçlanması Mümkün mü?
27.04.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen
Kanuni tanıma uygun şekilde suç veya terör örgütünden veya herhangi bir suçtan suçlanan veya tutuklanan şüpheliye veya sanığa hukuki yardımda bulunan, onun müdafiliğini yapan, onunla ve ailesiyle veya diğer avukatlarıyla görüşen, konuşan, yazışan avukat; bu nedenle suçlanamayacağı gibi, örgüt mensubu, örgüte yardım eden veya örgüt adına suç işleyen veya işlenen suça veya suçtan sonra faile yardım eden kişi muamelesine tabi tutulamaz.
Şüphelinin veya sanığın; müdafii ile yaptığı görüşmeler dinlenemez, takip edilemez ve aralarındaki yazışmalar denetime tabi tutulamaz (CMK m.154/1). Kanun koyucu bu hükümle, savunma hakkının dokunulmazlığını güvence altına almıştır.
Bir avukat hakkında; avukatlık mesleğinin icrası dışında, suç veya terör örgütüne mensupluk veya örgüte yardım veya örgüt için suç işleme suçlarından birisini işlediği iddiası ile kamu davası açılmadığı sürece, suç veya terör örgütünden suçlanan şüphelinin veya sanığın müdafiliğini yapması engellenemez (CMK m.151/3-6), hatta aralarında menfaat çatışması bulunmayan birden fazla şüphelinin veya sanığın aynı dosyadan avukatlığını yapmasının, onlarla gözaltında veya tutuklu iken görüşmesinin önüne de geçilemez (CMK m.152).
Bir avukat; mesleğinden bağımsız olarak, yani icra ettiği avukatlık mesleği ile bağdaşmayan ve mesleki faaliyetleri dışında kalan fiilleri ile örgüte katılmadıkça veya örgütün faaliyeti kapsamında suç işlemedikçe suçlanamaz, gözaltına alınamaz, avukatın konutu, ofisi, üstü, eşyası ve aracı aranamaz.
Avukat; avukatlık mesleğinin icrasından dolayı veya icrası sırasında baskı altına alınamaz, korkutulamaz. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu m.1’de bir kamu hizmeti ve serbest meslek olarak nitelendirilen avukatlık görevini yerine getiren avukatın, yargının kurucu unsurlarından olduğu, bağımsız savunmayı serbestçe temsil ettiği, bunun da önüne geçilemeyeceği izahtan varestedir. Avukatın, Avukatlık Kanunu m.2’de tanımlanan avukatlık mesleğinin amacını yerine getirme ve uyuşmazlıkların çözümüne katılma ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını sağlama hakkı ve yetkisi engellenemez ve sınırlandırılamaz.
Belirtmeliyiz ki; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.151/3-4 uyarınca, bir avukat hakkında suç örgütünden (TCK 220) veya terör örgütünden (TCK 314) veya terör suçlarından kovuşturma bulunması halinde Cumhuriyet savcısının talebi üzerine hakim veya mahkeme tarafından şüphelinin veya sanığın müdafiliğini yapmaktan yasaklanmasına dair karar alınabilirse de, soruşturma evresi devam ederken müdafilikten yasaklama kararı verilemez.
Avukatlık mesleğinden dolayı veya mesleğini icra sırasında işlediği iddia olunan suç nedeniyle bir avukat hakkında; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 61. maddesi gereğince ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı CMK m.2/1,j’de ve m.90/1’de yer alan tanıma uygun düşen suçüstü istisnası olmadıkça, Avukatlık Kanunu’nun 58. maddesinde gösterilen usule uygun şekilde Adalet Bakanlığından soruşturma izni alınmadıkça soruşturma ve aynı Kanunun 59. maddesine göre kovuşturma izni alınmadıkça ve burada gösterilen prosedür uygulanmadıkça da ağır ceza mahkemesinde kamu davası açılamaz. Böylece avukat hakkında; avukatlık görevinden kaynaklandığı veya görevi sırasında işlediği iddia olunan suçtan dolayı, ağır cezalık suçüstü hariç olmak üzere, usule uygun soruşturma izni alınmadıkça soruşturma açılamayacağı gibi, koruma tedbirleri de tatbik edilemez.
Bu usul; avukatlar için Avukatlık Kanunu ile öngörülmüş önemli bir mesleki güvence olup, aynı zamanda savunma hakkının özünü korur.
Ayrıca; Avukatlık Kanunu’nda ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nda öngörülen usulün aksine yapılan uygulamalar, bu yasal düzenlemelerde yer alan takip şartı ve koruma tedbiri yöntemleri yerine getirilmeden avukat hakkında açılan soruşturma ve buna bağlı olarak tatbik edilen koruma tedbirleri hukuka aykırı sayılacağı gibi, bu sırada elde edilen her türlü delil de Anayasa m.38/6 ve CMK m.206/2,a ve m.217/2 uyarınca “hukuka aykırı delil” sayılır ve muhakemede şüphelinin veya sanığın aleyhine kullanılamaz.