Prof. Dr. Ersan Şen

AYM’de Atıf Hatası

07.10.2015 / Prof. Dr. Ersan Şen

Anayasa Mahkemesi’nin 15 Ekim 2014 gün ve 2013/4186 bireysel baş-vuru sayılı kararının 61. paragrafında, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin yanlış kararına atıfta bulunulmuştur. Kararda yer verilen atıf şu şekildedir; “Kuznetsov/Rusya B. No: 184/02, 11.04.2007, §84-85”. 

Ancak İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin “Kuznetsov – Rusya” isimli bir kararı bulunmamaktadır. İHAM’ın “SergeyKuznetsov – Rusya” şeklinde bir kararı bulunmakla birlikte, bu kararın konusu da Anayasa Mahkemesi’nin in-celediği gerekçeli karar hakkı ile ilgili değil, İnsan Hakları Avrupa Sözleş-mesi’nin “Toplantı ve dernek kurma özgürlüğü” başlıklı 11. maddesi ile ilgili-dir. Bu sebeple “SergeyKuznetsov – Rusya” kararının, Anayasa Mahke-mesi’nin yukarıda bireysel başvuru numarasına yer verdiğimiz kararı ile ilgisi bulunmamaktadır. Ayrıca “SergeyKuznetsov – Rusya” kararının tarihi, 11 Ni-san 2007 değildir. 

Anayasa Mahkemesi’nin atıf yapmak istediği karar, muhtemelen 11 Ocak 2007 tarihli “Kuznetsov ve diğerleri – Rusya” kararıdır. Çünkü bu karar, tam da Anayasa Mahkemesi’nin atıf yaptığı dürüst yargılanma hakkı ile ilgili-dir. Ayrıca, itiraz olmaması halinde İHAM kararları, verildikleri tarihten üç ay sonra kesinleşir. İHAM kararlarına atıf yapılırken kararın verildiği tarih kulla-nılmaktadır. Bu sebeple, Anayasa Mahkemesi’nin 11 Ocak 2007 tarihinden üç ay sonrasına tekabül eden 11 Nisan 2007 tarihini kullanması da isabetli değil-dir. 

Benzer hata, Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından şike davasına dair ka-rarda da yapılmıştır. Bu kararda da, “Telefon Dinleme – Gizli Soruşturmacı – X Muhbir” adlı kitabıma ve İHAM’ın 10 Mart 2009 tarihli Bykov – Rusya 

kararına hatalı atıflar yapıldığı görülmektedir. Belirtmeliyiz ki, “Yüksek Mah-keme” niteliğine sahip Anayasa Mahkemesi’nin veya “Temyiz Mahkemesi” sı-fatını haiz Yargıtay veya Danıştay’ın bu tür hataları yapma lüksü bulunma-maktadır. Çünkü bu mahkemeler, kişi hak ve hürriyetlerinin korunması, içti-hat birliğinin sağlanması ve kaynak olma niteliği itibariyle yargı mensupları-nın ve bireylerin yol gösterici olarak benimsediği kararlara imza atmaktadır-lar. Türk Milleti adına karar veren mahkemelerden, her ne kadar iş yükü yo-ğunluğu, süratli yargılama yapma beklentisi önplana çıkıp kaygıya neden olsa da, hatasız karar verip gerekçe yazmaları beklenmektedir.