Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 211’inci Maddesi Kapsamında Sahtelik İncelemesi
28.02.2025 / Ersan Şen Hukuk ve Danışmanlık Özel Hukuk Departmanı
Davanın taraflarından biri, kendisi tarafından düzenlendiği iddia edilen bir belgedeki yazı veya imzayı inkâr etmek isterse, sahtelik iddiasında bulunmalıdır; aksi hâlde belge, aleyhine delil olarak kullanılır. Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. İşbu yazımızda; yazı veya imzanın inkar edildiği durumda mahkemece sahtelik incelemesinin nasıl yapılacağını düzenleyen HMK m. 211 hükmü incelenmiştir.
Sahtelik incelemesi HMK m. 211 hükmü kapsamında gerçekleştirilir. Bu madde sadece işlemlerin ne olduğunu değil aynı zamanda bu işlemlerin hangi sırayla yapılacağını düzenler. Bu sıralama konusunda mahkemenin takdir hakkı bulunmayıp “6100 sayılı HMK'nın 211.maddesinde yer alan ve imza incelemesi konusunda getirilen bu sıraya uyulması zorunludur.”[1]
HMK m. 211 hükmü şu şekildedir:
(1) Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir:
a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.
b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir.
HMK m. 211 hükmünde düzenlenen sıra şu şekilde özetlenebilir:
1. İsticvap,
2. İstiktab,
sonuç alınamaması durumunda,
3. Bilirkişi incelemesi. (İstiktab sonucunda elde edilen belgeler ile karşılaştırma yapmaya elverişli belgeler üzerinde inceleme yapılır. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir.)
Sahtelik incelemesi kapsamında özellikle istiktab usulü konusuna değinmekte fayda vardır. Yargı kararlarına bakıldığında, mahkeme huzurunda yapılan inceleme ayakta ve oturarak, sağ ve sol el imza örnekleri alınmak suretiyle gerçekleştirilir.
"Bilirkişi raporu incelendiğinde, mahkemece dava konusu çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisi eli ürünü olup olmadığının tespiti için gerekli olan, şirket yetkilisinin isticvap edilerek yeterli sayıda ayakta ve oturarak, sağ ve sol el imza örneklerinin alınmadığı, imza incelemesine dair görsellerin paylaşılmadığı, çek üzerindeki imza ile mukayese imzalar arasındaki kıyaslamanın ne şekilde yapıldığı ve aradaki farkların görseller üzerinde açıklanmadığı, bu haliyle raporun tarafların ve hakimin denetimine uygun olduğunun söylenemeyeceği, bu yöndeki itirazın haklı olduğu anlaşılmakla, açıklanan hususlar gereğince söz konusu eksiklikler giderilmek suretiyle yapılmak üzere ilk derece mahkemesi kararının, 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur."[2]
"Dairemizce imza örneklerinin ve bono aslının taranarak gönderilmesi istenilmiş, UYAP'tan gönderilen örnekler üzerinde yapılan incelemede asilin ayakta, oturarak, sağ el, sol el imza örneklerinin alındığı, incelemeye esas alınan örneklerde bir usulsüzlük olmadığı görülmüştür. Mahkemece alınan Aydın Jandarma Kriminal raporunda davaya konu bononun düzenleme tarihinden önceye dayalı 2001 -2006 tarihli vergi dairesi yoklama fişi iş bankası 2007 tarihli kredi kartı başvuru ve müşteri bilgi formu , huzura alınan imza örnekleri ve bir kısım belgeler incelenmiş raporda imzaların genel şekli işleklik derecesi kalem baskısı ve çizgi kalitesi, "S" harfinin tersimi, imza içerisindeki yatay çekilişi, imzalardaki el kaldırma hareketlerinin buklesel hareketlerin ve bitim hareketlerinin yapılışı, kaligrafik ve karakteristik özellikler yönünden farklılıklar söz konusu olduğundan K1 eli ürünü olmadığı kanaati bildirilmiştir."[3]
"Öte yandan, davacı ısrarla gerek dava dilekçesinde ve gerekse temyiz dilekçesinde, harici satış senedini bilerek imzalamadığını ya da iradesi dışında imzalattırıldığını, senetteki imzanın kendisine ait olamayabileceğini ileri sürdüğüne göre, senedin sahte olduğunu ya da senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürdüğünün kabulü gerekir. Bu durum karşısında mahkemece bu isteğin hadise şeklinde yorumlanarak açılan davayla birlikte görülüp sonuçlandırılması gerekir. Senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını açıkladığına göre, imza karşılaştırması istiktabı yoluyla olayın çözüme kavuşturulması gerekir. Bu nedenle davacının ayakta ve oturarak huzurdaki imza ve yazı örnekleri alınarak ve diğer resmi kurumlarda bulunan imza ve yazı örnekleri getirtilerek senet aslı da taraflardan istenerek dosyayla birlikte adli tıp kurumu ilgili ihtisas kuruluna gönderilmesi suretiyle senet altındaki imzanın davacının el ürünü olup olmadığı yönünde görüş bildirilmesi istenmelidir."[4]
Yazı veya imzası inkar edilen tarafa uygulanacak istiktab usulü (ayakta, oturarak, sağ ve sol el imza örnekleri) ayrı bir kanun veya yönetmelikte tespit edilmiş değildir. İstiktap usulünün uygulamada bu şekilde olması işin niteliğinin ve mantık kurallarının bir gereğidir. Zira, "yazının yazılması ve imzanın atılmasında kişinin kâğıt üzerinde uyguladığı baskı izi; ayakta veya oturarak yazıp imzalamasına göre de farklılık gösterir. Bu nedenle yazı ve imza örneklerinin hem oturarak hem ayakta ayrı ayrı alınması gerekir."[5] Buna karşın, öğretide böyle bir usulün uygulanmasının gerekli olmadığı da ileri sürülmüştür. Bu görüşe göre, yazı yazma işi zihinsel bir faaliyet olup bu faaliyet yazının oturarak ya da ayakta yazılmasından etkilenmez[6].
Sonuç olarak; bir belgede yazı veya imzanın inkarı halinde mahkemenin HMK m. 211’de belirtilen sıralamaya göre sahtelik incelemesi yapması gerekir. Bu kapsamda özellikle istiktab; yazısı veya imzası inkar edilen kişinin ayakta ve oturarak, sağ ve sol el imza örneklerinin alınması suretiyle gerçekleştirilir. Yeterli incelemenin yapılmaması durumunun istinafta kaldırma, temyizde bozma sebebi olabileceği, yeterli inceleme yapılmasına rağmen imzanın aidiyetinin tespit edilememesi durumunda ispat yükünün imza veya yazıyı inkar edenin üzerinde olduğu ve onun aleyhine karar verilebileceği hususları da ayrıca gözden kaçırılmamalıdır.
[1] Ankara BAM, 22. HD., E. 2021/1287 K. 2023/1740 T. 18.12.2023.
[2] İstanbul BAM, 44. HD., E. 2020/783 K. 2021/1704 T. 30.12.2021.
[3] İzmir BAM, 17. HD., E. 2018/2475 K. 2020/1457 T. 31.12.2020.
[4] 8. HD., E. 2011/1664 K. 2011/1753 T. 28.03.2011.
[5] Tülay Özer, Medeni Usul Hukuku Bakımından Belge ve Adi Senette Sahtelik İddiası, s. 230.
[6] Jale Bafra, “İmza İncelemeleri ve Bilirkişilik”, İBD, 2001/2, s. 359.