Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84

Ümmühan Sun


Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84

Islah Yoluyla Alacak Cinsinin Değiştirilemeyeceğine Dair Hukuk Genel Kurulu Karar Özeti

17.09.2025 / Stj. Av. Ümmühan Sun

Medeni usul hukukunda ıslah, yargılamada sıklıkla başvurulan ve birçok yönden önemli sonuçları olan bir usul işlemidir. Islahın yargılamada bu denli fazla kullanılması birçok sorunun ortaya çıkmasına da neden olmaktadır. Bu sorunlardan birisi yenilik doğurucu hakkın kullanımını ıslah yoluyla değiştirilip değiştirilemeyeceği olup, bu sorun bir Yargıtay kararına konu olmuştur.

Karardaki hukuki sorun, davacının başlangıçta malların aynen iadesini, bu mümkün olmazsa Türk Lirası üzerinden bedelini talep etmişken; ıslah dilekçesiyle alacağın Amerikan Doları üzerinden tahsilini istemesi ve aynen iade talebinden vazgeçmesi karşısında, alacağın başka bir ülke parasıyla sonradan değiştirilebilip değiştirilemeyeceği ile depodaki mallar yönünden aynen iadeye hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

İlk Derece Mahkemesi[1] tarafından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu sonuca varılırken, davacının dava dilekçesinde Türk Lirası üzerinden açmış olduğu terditli talebin, ıslah dilekçesiyle usule uygun olmayan bir şekilde değiştirildiği kabul edilmiştir. Davacının dava dilekçesinde alacağını Türk Lirası üzerinden talep etmiş olması, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) m.99 uyarınca seçim hakkının Türk Lirası yönünde kullanıldığı şeklinde değerlendirilmiş ve bu nedenle alacağın cinsinin ıslah yoluyla sonradan Amerikan Doları olarak değiştirilemeyeceğine hükmedilmiştir. Ayrıca, depoda mevcut malların saklama sözleşmesine tabi bulunması sebebiyle bu malların aynen iadesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi[2] tarafından, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuş ve dava kısmen kabul edilmiştir. Bu sonuca varılırken, dava dilekçesinde harca esas değerin Türk Lirası üzerinden gösterilmiş olmasının, davacının seçim hakkını Türk Lirası yönünde kullandığı şeklinde yorumlanamayacağı kabul edilmiş; buna karşılık, ıslah dilekçesiyle alacağın Amerikan Doları üzerinden talep edilmesi, tercih hakkının bu para birimi lehine kullanıldığı biçiminde değerlendirilmiştir. Ayrıca, davacının terditli talepleri arasında yer alan aynen iade isteminden vazgeçildiği tespit edilmiş; böylece netice-i talep mal bedelinin tahsili yönünde tümden değiştirilmiş sayılmış ve yapılan ıslah, talep artırımından farklı olarak “tam ıslah” niteliğinde kabul edilmiştir. Bu durumda tam ıslah yapıldığı gözetildiğinde aynen iade yönünde hüküm kurulamayacağı; ancak depoda fiilen mevcut malların saklama sözleşmesine tabi bulunmaları sebebiyle saklama ücretinin talep edilebileceği, buna karşılık mevcut mallar bakımından bedel tahsiline hükmedilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.

Yargıtay[3] tarafından bozma kararı verilmiştir. Kararda, TBK m.99 uyarınca davacının Türk Lirası üzerinden dava açmakla seçimlik hakkına yönelik iradesini alacağın Türk Lirası üzerinden tahsil etmek yönünde ortaya koyduğu kabul edilmiş; bu nedenle davacının bu tercihinden dönerek ıslah yolu ile talebini başka bir ülke parasıyla değiştirmesinin mümkün olmayacağı, böyle bir talebin ise iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Depoda mevcut mallar yönünden ise davacının aynen iade talebinin bulunduğu, TBK m.561 uyarınca taraflar arasındaki ilişkinin saklama sözleşmesi olarak nitelendirildiği ve TBK m.575 uyarınca ardiyecinin malları geri vermekle yükümlü olduğu kabul edilmiştir. Bu itibarla, depoda mevcut mallar açısından ıslah yoluyla bedel tahsiline karar verilmesinin mümkün bulunmadığı, bu mallar yönünden aynen iadeye hükmedilmesi gerektiğine karar verilmiştir.

Bozma kararı sonrası Bölge Adliye Mahkemesi önüne gelen uyuşmazlıkta aynı gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu[4] önüne gelen uyuşmazlıkta, Bölge Adliye Mahkemesi’nin direnme kararının, Özel Daire’nin bozma kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda bozulmasına hükmedilmiştir. Kararda, davacının dava dilekçesinde malların öncelikle aynen iadesini, bu mümkün olmadığı takdirde ise bedelinin Türk Lirası üzerinden tahsilini talep ettiği, bu suretle seçim hakkını Türk Lirası yönünde kullandığı tespit edilmiştir. Seçim hakkının yenilik doğuran bir hak olduğu ve bir kez kullanıldığında sona erdiği gözetilerek, davacının bu iradesini sonradan ıslah yoluyla başka bir ülke parasına çeviremeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca, depoda mevcut mallar bakımından taraflar arasındaki ilişkinin saklama sözleşmesi niteliğinde olduğu, bu nedenle saklayanın TBK m.575 gereğince malları aynen geri verme yükümlülüğü altında bulunduğu ifade edilmiştir. Bu itibarla, depoda bulunan mallar yönünden bedel tahsiline karar verilmesinin mümkün olmadığı, öncelikle aynen iade talebi yönünde hüküm kurulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Sonuç olarak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, davanın Türk Lirası üzerinden açılması halinde, TBK m.99 kapsamında yenilik doğuran hak niteliğinde olan seçim hakkının Türk Lirası üzerinden kullanılmış sayılacağını; bu nedenle, söz konusu hakkın ıslah yoluyla başka bir ülke parasına çevrilemeyeceğini ve saklama sözleşmesi kapsamındaki halihazırda mevcut mallar bakımından bedel tahsilinin mümkün bulunmadığını hükme bağlamıştır.

 

[1] Karadeniz Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28.03.2018 T., 2013/14 E. ve 2018/106 K.

[2] Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 19.04.2021 T., 2018/1994 E. ve 2021/574 K.

[3] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19.01.2023 T., 2021/5290 E. ve 2023/381 K.

[4] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.06.2025 T., 2024/305 E. ve 2025/368 K.