Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84

Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84

Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84

Tebligat Kanununa Göre Yabancı Memlekette Yabancı Uyruklu Kişilere Tebligat Usulü

15.02.2024 / Stj. Bihter Ece Turan

§1.1.Tebligat, bir davaya ilişkin işlemleri, o davayla ilgili kişilere, kanunda belirtilen usule uygun olarak bildirme için yapılan bilgilendirme ve belgelendirme işlemidir.” [1].

§1.2. Tebligat Kanunu’nda ve ilgili yönetmelikte tebligatın ne şekilde yapılması gerektiği (tebligat usulleri) ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Hukuki dinlenilme hakkının doğru ve etkin bir şekilde kullanılabilmesi için, tebligatın usulüne uygun yapılması önem arz eder. Tebligat usulüne uyulmaması, tarafların hukuki dinlenilme hakkını ve dolayısıyla adil yargılanma hakkı ihlal eder. Nitekim bu husus yargı kararlarında da açıkça vurgulanmıştır:

“[…] icra takibinin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, itirazların yapılabilmesi ve takibin süratle sonuçlandırılabilmesi, ancak, tarafların icra takibinden usulünce haberdar edilmesi ile mümkündür. Zira, takip borçlusunun hangi icra dairesinde aleyhine takip bulunduğunu, hakkındaki taleplerin nelerden ibaret olduğunu bilmesi ve varsa itirazlarını zamanında ve doğru merciye yöneltebilmesi usulüne uygun olarak yapılacak tebligat ile sağlanabilir […]” [2]

“[…] davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek bu şekilde yasal savunma hakkı tanındıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken savunma hakkını kısıtlar şekilde usulsüz tebligat yapılarak karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir […]” [3]

§1.3. Yabancı ülkeye tebligat yapılırken, tebligat yapılacak kişinin yabancı uyruklu mu Türk vatandaşı mı olduğunun tespiti izlenecek tebligat usulü bakımından önem arz eder. Bu çalışmanın konusunu yabancı memlekette yabancı uyruklu kişilere tebligat usulü oluşturmaktadır.

§1.4. Yabancı, bulunduğu ülkenin vatandaşlığına sahip olmayan kişidir [4]. Bu sebeple Türk vatandaşlığından çıkan kişiler de Türkiye Cumhuriyeti nezdinde yabancı sayıldığını ifade etmek gerekir:

“[…] Davalı ...'ın incelenen nüfus kaydına göre Türk vatandaşlığından çıkma izni alarak Almanya Federal Cumhuriyeti vatandaşlığına geçtiği ve dolayısıyla yurt dışında yaşadığı açık olmakla, davalı ...'a yapılan gerekçeli karar tebligatının geçersiz olduğu anlaşıldığından davalının yurt dışındaki adresinin tespiti ile bu adresine usule uygun tebligat yapılarak yasal temyiz süresinin beklenilmesi, […]” [5]

§2.  Yabancı uyruklu kişilere nasıl tebligat yapılacağı Tebligat Kanunu’nun 25’inci maddesinde düzenlenmiş olup, 25’inci maddenin nasıl uygulanacağı Tebligat Kanunu Yönetmeliği’nin 38 ila 42’nci maddelerinde açıklanmıştır:

“[…] Yurtdışında bulunan yabancı uyruklu şahıslara yapılacak tebligat işlemi, ikili anlaşma ve/veya çok taraflı sözleşmeler, uluslararası adli yardımlaşma kuralları ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre Bakanlık aracığıyla ile diplomatik yoldan tebliğin yapılacağı ülkedeki yetkili makamlarca yapılır. Tebliğ evrakının her bir muhatap için ayrı ayrı düzenlenmesi kaydıyla; Türkçe olarak düzenlenen muhataba tebliğ edilecek belge ve ilgili sözleşme gereği düzenlenecek form 'un öncelikle ilgili yabancı dile tercüme ettirilmesi gerekmektedir […]” [6]

[…] yabancı memleket vatandaşı olup, Türkiye’de ikametgahı bulunanlar ile yerleşim yeri yabancı memleket olanlarla ilgili tebligatların nasıl yapılacağı Tebligat Kanunu’nun 25 ve devamı maddelerinde gösterilmektedir […]” [7]

“[…] Mahkemece davalının bilinen en son adreslerinden zabıta aracılığıyla adres araştırması yaptırılmalı, davalı tarafından açılmış olan Silifke 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/22 Esas sayılı dosyasında bulunan 01.09.2015 tarihli ve 11374 yevmiye numaralı vekaletnamedeki kimlik bilgileri ve pasaport kayıtlarından yararlanılarak davalının Türk Vatandaşı olup olmadığı, nerede nüfusa kayıtlı olduğu, halen yurtiçinde mi yoksa yurtdışında mı oturduğu duraksamasız belirlenmeli, bu yolla davalının en son adresinin tespitine çalışılmalı, yurtdışında oturuyorsa Tebligat Kanununun az yukarıda açıklanan hükümleri de gözetilerek Türk Vatandaşı olup olmadığına göre yurtdışı tebligatın hangi usule göre yapılacağı belirlenmeli, adres araştırması ve tebligat yaptırmanın davacı tarafın değil, mahkemenin görevi olduğu unutulmamalı, adres ve davalının hangi ülke vatandaşı oldukları belirlendikten sonra tebligat için gerekli giderler belirlenmeli, bu giderlerin yatırılması için davacı vekiline uygun bir süre veya kesin süre verilmeli, masraf yatırıldığı taktirde davalı adına dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun biçimde tebliğe çıkartılmalı, davalıya yöntemine uygun biçimde tebligat yapılıp taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasına girilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek davanın esası yönünden bir hüküm verilmelidir […]” [8]

§3.1. Yabancı memlekette tebligat usulü başlıklı 25’inci maddeye göre:

“Yabancı memlekette tebliğ o memleketin salahiyetli makamı vasıtasıyla yapılır. Bunun için anlaşma veya o memleket kanunları müsait ise, o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu tebligat yapılmasını salahiyetli makamdan ister. Yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evrak, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu vekalet vasıtasıyla Dışişleri Bakanlığına, oradan da memuriyet havzası nazarı itibara alınarak ilgili Türkiye Elçiliğine veya Konsolosluğuna gönderilir.”

§3.3. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 38’inci maddesine göre:

“Yabancı ülkelerde bulunanlara tebliğ olunacak evrak, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu bakanlık aracılığıyla Dışişleri Bakanlığına, oradan da o yerdeki Türkiye Büyükelçiliğine veya başkonsolosluğuna gönderilir. Dışişleri Bakanlığının aracılığına gerek görülmeyen hallerde, tebligat evrakı bakanlıklarca doğrudan o yerdeki Türkiye Büyükelçiliğine veya başkonsolosluğuna gönderilebilir.”

§3.4. Anılan yönetmeliğinin 42’nci maddesine göre:

“Yabancı ülkede kendisine tebligat yapılacak kişi Türk vatandaşı olmadığı takdirde, tebligat o ülkenin yetkili makamı vasıtasıyla yapılır. Bunun için anlaşma veya o ülke kanunları müsait ise, o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu tebligat yapılmasını yetkili makamdan ister.”

§3.5. Tebligat Kanunu ile ilgili yönetmelikteki tebligat usulü takip edilmeden, yabancı memleketteki yabancı uyruklu kişilere PTT aracılığıyla doğrudan tebligat yapılması, Tebligat Kanunu’na aykırılık teşkil edebilir:

“[…] 7201 sayılı Tebligat Kanunu 25 te yabancı memlekette tebligat usulü düzenlenmiştir. Maddeye göre, “Yabancı memlekette tebliğ o memleketin salahiyetli makamı vasıtasıyla yapılır. Bunun için anlaşma veya o memleket kanunları müsait ise, o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu tebligat yapılmasını salahiyetli makamdan ister. Kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu vasıtasıyla da yapılabilir. Yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evrak, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu vekâlet vasıtasıyla "Dışişleri Bakanlığı"na, oradan da memuriyet havzası nazarı itibare alınarak ilgili Türkiye Elçiliğine veya Konsolosluğuna gönderilir. Şu kadar ki, Dışişleri Bakanlığının aracılığına lüzum görülmeyen hallerde tebligat evrakı, ilgili Bakanlıkça doğrudan doğruya o yerdeki Türkiye Büyükelçiliğine veya Başkonsolosluğuna gönderilebilir.” hükmüne uyulmalıdır. SONUÇ : Davalı ...'e gerekçeli kararın yukarıdaki hükümler göz ardı edilerek PTT aracılığı ile doğrudan tebliğ edildiği anlaşılmakla davalı ...'e gerekçeli kararın yurtdışı tebligat hükümlerine göre yaptırılması ve temyiz başvuru süresi beklendikten sonra Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 13.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.” [9]

§4.1. Kendisine tebligat hukukuna göre tebligat yapılamayan, adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi bulunmayan ve yapılan soruşturmaya rağmen, adresi tespit edilemeyen kimsenin adresi meçhul sayılır [10]. Bu kişilere tebligat ilanen yapılır.

§4.2. Tebligat Kanunu’nun 28’inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre:

“Yabancı memleketlerde oturanlara ilanen tebligat yapılmasını icap ettiren ahvalde tebliği çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı memlekette bulunan kimsenin malum adresine ayrıca iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyasına koyar.”

§4.3. İlanen tebligat, tebligat usulünde başvurulması gereken son çaredir. Tebligat Yönetmeliği’nin 38’inci maddesindeki genel usul takip edilmeden ilanen tebligat yapılması, usulsüzdür. Ancak tebligat usulsüz yapılmış olsa bile, muhatap tebliğden haberdar olmuşsa tebligat muteber sayılır.

“[…] Gerekçeli kararın davalılardan ... ve ...’ın yurt dışı ikametgah adreslerinin bulunduğu, Düsseldorf ve Stutgart Başkonsolosluklarının evrakında ''...kayıtlı adreste kimse bulunamaması nedeniyle muhataba davet mektubu bırakıldığı ancak tebligatı almak üzere başvuran olmadığından tebligat evrakına işlem yapılamadığı” belirtilmiş olduğundan adı geçen davalılara tebligat yapılamadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davalıların adresine dair araştırma yapılarak tespit edilecek adresine mahkemenin gerekçeli kararının tebliğ edilmesi gerekir […]” [11]

Sonuç olarak; Yabancı memleketteki Türk vatandaşı olmayanlara tebligat yapılırken öncelikle uluslararası veya ikili anlaşmalara, dikkat edilmelidir. Bunlarda bir düzenleme yoksa Tebligat Kanunu’nda ve Yönetmelikte yer alan usule uygun hareket edilmelidir. Yabancı memleketteki yabancı uyruklu kişinin tebliğe elverişli adresinin olup olmadığı yetkili makamlarca araştırılmadan, ilanen tebligat yolu izlenmemelidir. Belirtmek gerekir ki tebligat usulüne aykırılık hukuki dinlenilme hakkının ve dolayısıyla adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelir.

[1] Güray Erdönmez, Pekcanıtez Usul Hukuku, Cilt 1, s. 487.

[2] İzmir BAM 12. HD., E. 2017/1378 K. 2017/1966 T. 15.09.2017.

[3] Yarg. 4.HD., E. 2020/3638 K. 2021/141 T. 21.01.2021.

[4] Ergin Ergül, Uluslararası Hukuk ve Türk Mevzuatında Yabancı Kavramı ve Türleri, Türk İdare Dergisi, Sayı 475, Aralık 2012, s. 214.

[5] Yarg. 14. HD., E. 2017/3684 K. 2021/1368 T. 01.03.2021.

[6] Yarg. 8. HD., E.2019/149 K. 2019/1406 T. 13.2.2019.

[7] Yarg. 11. HD. E. 2020/3735 K. 2021/2474 T. 16.03.2021.

[8] Yarg. 8.HD., E. 2018/7988 K. 2020/2123 T. 04.03.2020.

[9] Yarg. 14. HD., E. 2015/8065 K. 2017/955 T. 13.02.2017.

[10] Güray Erdönmez, Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, C. I, 15. Baskı, 2017, s. 535.

[11] Yarg. 7. HD. E. 2021/1407 K. 2021/4022 T. 16.12.2021.