Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84

Ümmühan Sun
Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84
Yabancılık Unsuru Taşıyan İş Sözleşmeleri Hakkında Anayasa Mahkemesinin İptal Kararı
22.03.2025 / Stj. Av. Ümmühan Sun
Anayasa Mahkemesi, yabancılık unsuru taşıyan iş sözleşmelerini düzenleyen 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (“MÖHUK”) 27’nci maddesinin birinci fıkrasını iptal etmiştir. 10 Mart 2025 tarihli ve 32837 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan iptal kararı, yayım tarihinden altı (6) ay sonra yürürlüğe girecektir.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararına (5.11.2024 tarih ve 2023/158 E. ve 2024/187 K. sayılı) konu olan MÖHUK m.27 hükmü şu şekildedir:
“İş sözleşmeleri
MADDE 27 – (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.
(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.
(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir.”
Anayasa Mahkemesinin iptal kararına ilişkin gerekçelerini açıklamadan önce, kademeli kanunlar ihtilafı şeklinde düzenlenen MÖHUK m.27 hükmünün gerekçesinin şu şekilde olduğunu belirtmek gerekir:
MÖHUK m.27/1 hükmünde, “borç sözleşmeleri alanındaki genel yaklaşıma uygun olarak, yabancılık unsuru taşıyan bireysel iş sözleşmelerinde tarafların hukuk seçimine imkân tanınmış ve bağlama kuralı düzenlenirken ilk sırayı alınmıştır” denilmektedir. Ancak hukuk seçimi, mutad işyeri hukukunun sağladığı asgari koruma saklı kalacak şekilde, “iş sözleşmelerinin özel niteliği gereği, ancak işçi lehine ve sınırlı” bir şekilde kabul edilmiştir. İş sözleşmesinde taraflarca seçilen hukuk ile mutad işyeri hukuku arasında yapılacak yararlılık kıyaslamasında, “objektif bağlama kuralına göre belirlenen hukukun işçiyi koruyan hükümlerinden daha elverişsiz hükümler içermesi halinde, seçilen hukuktaki hükümlerin uygulanması mümkün değildir.” denilerek iş sözleşmesinin zayıf tarafı olan işçiyi korumak amacıyla “mutad işyeri hukukunun işçiyi koruyan hükümleri asgari koruma standardı olarak kabul edilmiş olup, hukuk seçimi ile bu standardın altına inilmesi engellen[diği]” ifade edilmektedir.
MÖHUK m.27/2 hükmünde, kanunlar ihtilafı kurallarıyla bireysel iş sözleşmelerinde en sıkı ilişkili hukukun uygulanmasını amacıyla “İş hukukunun, kamu hukuku karakterli yönlerinin de bulunması ve işçinin edimini orada yerine getirmesi, "işyerinin bulunduğu ülke" hukukunun bu ilişkide objektif bağlama kuralı olarak uygulanmasını zorunlu kıl[dığı]” belirtilmiştir. Bu bağlamda, iş sözleşmeleri bakımından, karine olarak “bireysel iş sözleşmelerinde, en sıkı ilişkili hukuk olarak "mutad işyeri hukuku”nun uygulanacağı kabul edilmiştir.” Dolayısıyla, taraflar hukuk seçimi yapmamışsa, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku geçerli olacaktır. Ayrıca, işçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması halinde, bu işyerinin mutad işyeri sayılmayacağı da maddede ifade edilmektedir.
MÖHUK m.27/3 hükmünde, işçinin mutad işyerinin bulunmaması ve işini sürekli olarak farklı ülkelerde ifa etmesi durumunda, “her iki tarafı da belirsizlikler ve zorluklardan korumak üzere işverenin işyeri merkezinin bulunduğu ülke anlamında "esas işyeri" hukukunun uygulanması kuralı” öngörülmüştür.
MÖHUK m.27/4 hükmünde, kanun koyucu tarafından iş sözleşmeleri için kademeli olarak belirlenen "mutad işyeri hukuku" ve bulunmaması halinde uygulanan "işverenin esas işyeri hukuku" yerine, “somut olayda sözleşmeyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması halinde uygulanması imkânı, zorunlu olmamak şartı ile” uygulanabilir denilmektedir. Ayrıca fıkranın sonunda "uygulanabilir" ifadesiyle hâkime, sözleşmenin zayıf tarafı olan işçiyi daha çok koruyacak hukuka bağlanması amacıyla takdir hakkı tanınmıştır. Ancak, maddenin birinci fıkrasına atıfta bulunulmadığı için, eğer sözleşmede hukuk seçimi yapılmışsa, daha sıkı ilişkili hukuk seçeneği uygulanamayacaktır.
Anayasa Mahkemesi, itiraz konusu MÖHUK m.27/1 hükmünün iptal gerekçesinde, yabancılık unsuru taşıyan iş sözleşmelerinde taraflara hukuk seçimi yapma imkânı tanınmasına rağmen, işçinin bu seçim nedeniyle sahip olacağı haklardan mahrum kalmasını engelleyecek nitelikte düzenlemelerin yapılması gerektiğini “iş sözleşmesinin zayıf tarafı olan işçinin korunmasına yönelik düzenlemelerin öngörülmesi suretiyle işçi-işveren ilişkilerinde dengenin sağlanması devletin çalışma hakkına ilişkin pozitif yükümlülüklerinin bir gereğidir” şeklinde ifade etmiştir. Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Tüzüğü’nün (Roma I) 8. maddesi, iş sözleşmelerinde taraflarca hukuk seçimi yapılmış olsa da daha sıkı ilişkili hukukun uygulanmasına imkân tanırken, MÖHUK m.27/4 hükmünde bu duruma imkân tanınmamıştır. Anayasa Mahkemesi “sözleşmeyle daha sıkı ilişkili hukukun aynı zamanda işçiye yüksek standartta koruma sağlayan bir hukuk olabileceği kuşkusuzdur” diyerek, hukuk seçimi yapılması hâlinde, daha yüksek standartta koruma sağlayabilme ihtimali olan “daha sıkı ilişkili hukuk” seçeneğini öngörülmemesinin işçinin aleyhine sonuç doğurabileceğini belirtmiştir. Ayrıca, işçinin iş sözleşmesinin zayıf tarafı olduğuna dikkat çekerek, “işçinin lehine olan hukukun seçilmesi konusunda işverenle pazarlık yapabilmesi ilke olarak güçtür” şeklinde ifade etmiştir. Yabancı hukukun içeriğinin tespitinde ciddi zorluklar yaşanabileceğini de vurgulamış ve “(…) Dolayısıyla işçinin, iş hukuku gibi teknik bir alanda hâkim tarafından dahi tespit edilmesi güç olan yabancı hukukun içeriğini anlaması ve bu hukukun uygulanmasının lehine sonuç doğurup doğurmayacağını öngörebilmesi de oldukça zordur.” şeklinde açıklamıştır. Sözleşmede hukuk seçimi yapılması hâlinde işçinin sahip olacağı hakların anılan seçimle bertaraf edilmesine neden olan kuralın, “(…) işçi-işveren ilişkilerinde makul bir denge sağlamadığı ve devletin çalışanların korunmasına ilişkin pozitif yükümlülükleriyle bağdaşmadığı” gerekçeleriyle, Anayasa’nın “Çalışma Hakkı ve Ödevi” başlıklı 49. maddesine aykırı olduğuna karar verilmiştir.