Yargıtay Kararları Işığında Boşanma Davasında Yetkili Mahkeme
05.01.2024 / Stj. Av. Aleyna Çarpar
Yetki, medeni yargıya tabi bir uyuşmazlığın “neredeki” görevli ilk derece mahkemesince çözümleneceğini belirleyen kurallardır. [1] Yetki kuralları, genel ve özel yetki kuralları olarak ikiye ayrılır. Yetkili mahkemenin belirlenmesinde genel yetki kuralı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun [2] 6’ncı maddesi uyarınca, davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. İşbu genel yetki kuralı, kendisini bertaraf eden özel bir düzenleme olmadıkça hukuk davaları açısından uygulama alanı bulur. Genel yetki kuralı dışında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ve diğer diğer kanunlarda düzenlenmiş olan özel yetki kuralları da vardır. Özel yetkinin düzenlendiği hallerde, kural olarak özel yetkili mahkeme genel yetkili mahkemenin yetkisini bertaraf etmez [3]. Kural olarak özel yetki kuralı, davacıya yetkili mahkemeyi seçmesi hususunda genel yetkili mahkemenin yanında özel yetkili kılınmış mahkemeyi de seçebilme hakkı verir [4]. Hal böyle olmakla birlikte eğer özel yetki, genel yetki kuralını bertaraf etmekteyse, yani kesin yetkiyse, yalnızca özel yetkili olarak kılınmış mahkemede davanın görülmesi gerekir. Bu durumda (kesin yetki), bir dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınır (HMK m. 115/1).
Özel yetkili mahkemenin düzenlendiği bir dava türü de boşanma davasıdır. Boşanma davasına ilişkin getirilmiş olan özel yetki kuralı 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun [5] 168’inci maddesinde “Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.” şeklinde düzenlenmiştir. İlgili düzenlemeye göre, boşanma davasını açmak isteyen taraf, eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesinde veya davadan önce son altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde bu davayı açabilir. İlgili hüküm anlaşmalı boşanmada da uygulama alanı bulur [6].
Türk Medeni Kanunu’nun 168’inci Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Yargıtay Kararları:
- Boşanma davası eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Eşlerin yerleşim yeri tespit edilirken, Türk Medeni Kanunu’nun 19’uncu maddesi önem arz etmektedir. İlgili düzenleme uyarınca, bir kimsenin yerleşim yeri, sürekli oturma niyetinde olduğu yerdir. Kişinin fiili olarak bulunduğu yer veya olağan hayat işlerini sürdürdüğü yer Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca sürekli oturma niyetinde olduğu yer olarak kabul edilebilir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 22.06.2011 Tarihli, 2010/10440 E., 2011/11104 K. Sayılı kararında bu kuralı şu şekilde uygulamıştır: “Boşanma davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa 6 aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. (TMK. md.168) Yerleşim yeri, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. (TMK. md.19) Taraflar, 03.06.2008 tarihinde evlenmiş ve Gevaş'a yerleşmişlerdir. Nüfus kayıtlarında kadının yerleşim yeri Gürpınar, kocanın yerleşim yeri ise Gevaş olarak kayıtlıdır. Davacı kadın, mahkemedeki beyanında ise, “Van'da geçici olarak akrabalarının yanında kaldığını” beyan etmiştir. Bu durumda, davacı kadının yerleşim yerinin Van olmadığı anlaşılmaktadır. Van Aile Mahkemesi, gerek kadının gerekse kocanın yerleşim yeri ve eşlerin son 6 aydır birlikte oturdukları yer mahkemesi olmadığından; yetkili mahkeme değildir. Koca, Gevaş Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek, süresi içerisinde usulünce yetki ilk itirazında bulunduğu ve tarafların bu boşanma davasında davalı kocanın yerleşim yeri mahkemesi olarak Gevaş mahkemesi yetkili mahkeme olduğundan; mahkemece, yetki ilk itirazının kabulüne karar vermek gerekirken; yazılı şekilde reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.”
- Eşlerden birinin nüfusa kayıtlı olduğu yer, kesin olarak o kişinin yerleşim yerinin orası olduğu anlamına gelmez. Olağan hayat şartları incelendiğinde, yerleşim yeri farklı bir yer olarak da tespit edilebilir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 07.11.2007 Tarihli, 2007/1737 E., 2007/15263 K. Sayılı kararında bu durumu somut olaya şu şekilde uygulamıştır: “Dosya kapsamı ve tüm delillerden davacı kadının evlilik öncesi, evliliğin devamı ve ayrılık süresince oturduğu sürekli yerleşim yerinin Ankara olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin gerekçesinde de kabul edildiği gibi davacı evlilik öncesi son kez oturulan sürekli yerleşim yeri olan Ankara’da boşanma davasını açmıştır. Bu itibarla davalı tarafın mahkemenin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, tarafların nüfusa kayıtlı oldukları yerin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermesi usul ve yasaya aykırıdır.”,
- Eşlerden biri evlilik ilişkisi devam ederken yerleşim yerini değiştirebilir. Bu durumda yerleşim yerini değiştiren eşin nihai yerleşim yerinde de dava açılabilir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 20.04.2006 Tarihli, 2005/21518 E., 2006/5959 K. Sayılı kararında bu hususu somut olaya şu şekilde uygulamıştır: “Boşanma davasında yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir (TMK.m.168) Davacı kadın taraflar arasında meydana gelen olaylardan sonra Erzurum'a ailesinin yanına dönerek Erzurum Aile Mahkemesinde boşanma davası açmıştır. Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. (TMK.m.19/1) Davacı kadın sürekli kalma niyetiyle Erzurum'a ailesi yanına döndüğü ve kendi yerleşim yerinde boşanma davası açtığı gözetilmeden işin esasinin incelenmesi gerekirken, yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.”
- Davacı taraf boşanma davasını davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açmak isterse süre bakımından son altı ay şartının gerçekleşmesi gerekir. Bu hususta Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 21.11.2007 Tarihli, 2007/2450 E., 2007/16188 K. Sayılı kararında süre bakımından son 6 ay şartının gerçekleşmediğinden bahisle şu kararı vermiştir: “Boşanma davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. (TMK.md.168) Tarafların evlendikten sonra üç ay birlikte kaldıkları sabit olmakla, altı aydan beri birlikte oturma hususu gerçekleşmemiştir. Davacı kadın 27.8.2005 tarihinde ailesinin bulunduğu Bozcaada’ya dönmüş, 16.6.2006 tarihinde boşanma davasını açmıştır. Davacı kadının ailesinin yanında geçirdiği süre nazara alındığında Bozcaada’ya yerleşme amacıyla bulunduğunun kabulü ile davanın esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde davalının yetki itirazının kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.”,
- Yargıtay’a göre, boşanma davasındaki mahkemelerin yetkisi, kesin yetki değildir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 21.04.2016 Tarihli 2015/16076 E., 2016/8242 K. Karar Sayılı kararında bu hususa şöyle değinmiştir: “Dava dilekçesi davalıya 08.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı süresinde verdiği cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmamıştır. Boşanma davalarında yetki kuralı (TMK m. 168) re'sen dikkate alınabilecek kesin yetki değildir. Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde, yetki itirazı ilk itirazdır. (HMK m. ll6/l-a). Ancak ilk itiraz olarak ileri sürülmesi halinde dikkate alınır. Mahkemece usulüne uygun bir yetki itirazı bulunmadığı dikkate alınarak işin esasının incelenmesi gerektiği halde yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 10.09.2015 Tarihli 2015/13946 E., 2015/15389 K. Karar Sayılı kararında: “Boşanma davalarında kesin yetki kuralı geçerli değildir. Boşanma veya ayrılığa ilişkin davalar, eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gibi, davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde de açılabilir. (TMK.m.168) Bu yerlerden birini tercih davayı açana aittir. Kesin yetki kuralının söz konusu olmadığı hallerde mahkemelerin yetkisine yönelik itirazlar, ilk itirazlardan olup (6100 s. HMK. md. 116/1-a) bu husus, mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır.”
- Eşlerden birisi, dava açılan mahkemenin yetkisiz olduğunu düşünüyorsa, yetki itirazında bulunabilir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı bir ilk itirazdır (HMK m.19). Buna göre, boşanma davasında yetki itirazı da ilk itiraz olup, cevap süresi içinde ve cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir (HMK m. 19/2). Yargıtay’a göre boşanma davasındaki yetkinin, kesin yetki kuralı olmadığı göz önüne alındığında, süresine ve usulüne uygun bir şekilde mahkemenin yetkisine itiraz edilmezse, yetkisiz mahkeme yetkili hale gelir (HMK m.19/4). Çünkü kesin olmayan yetki bir ilk itiraz olduğu için, mahkeme yetkisizliği re’sen dikkate alamaz. Yetki itirazında bulunan taraf yetkili mahkemeyi dilekçesinde göstermelidir. Aksi halde yetki itirazı dikkate alınmaz. İşbu yetki itirazında bulunan eş, itirazında yetkili mahkemeyi doğru bir şekilde gösterdiği takdirde gösterilen mahkeme yetkili hale gelir. Bu durumun somut olaya uygulanması Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 08.03.2010 Tarihli, 2009/1041 E., 2010/4194 K. Sayılı kararında şu şekilde olmuştur: “Boşanma davalarında yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. (TMK.md.168) Taraflar son defa altı ay yurt dışında oturmuşlardır. Bu durumda boşanma davası eşlerden birinin yerleşim yerinde açılabilir. Dava Arsin'de açılmıştır. Ancak davacı vekili ilk duruşmada müvekkili davacının 1 yıldır Trabzon'un Akçaabat ilçesinde babasının yanında ikamet ettiğini açıklamış, davacının vekaletnamesinde gösterdiği adres ve ekonomik sosyal durum araştırma evrakı da dikkate alındığında davacı kadının yerleşim yerinin Arsin olmadığı anlaşılmaktadır. Dosyadaki beyan ve bilgilerden Almanya'da işçi olan davalının yıllık iznini Ordu'nun Perşembe ilçesinde geçirdiği, burada ev ve arazi sahibi olduğu yani yerleşim yerinin mahkemenin de kabulünde olduğu üzere Ordu'nun Perşembe ilçesi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı yetkili mahkemelerin dışında bir yerde dava açtığına göre seçimlik hak davalıya geçmiştir. Davalı yetkili mahkemeyi doğru olarak göstermiştir. O halde mahkemece dosyanın yetkili (Ordu ili) Perşembe Aile Mahkemesine gönderilmesine şeklinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.”
Yukarıda açıklanan hususlar ve ilgili Yargıtay kararlarında görüleceği üzere eşlerden biri boşanma davası açmak istediği takdirde; kendisinin ya da diğer eşin yerleşim yerindeki mahkemede bu davayı açabileceği gibi, boşanma davası açılmadan önce son altı aydan beri diğer eşle birlikte oturdukları yer mahkemesinde de bu davayı açabilir. Yargıtay’a göre boşanma davasındaki yetki kesin yetki değildir. Yetkiye itiraz etmek isteyen davalının usulüne ve süresine uygun yetki itirazında bulunması gerekir.
[1] Prof. Dr. Baki Kuru, Av. Burak Aydın: Medeni Usul Hukuku El Kitabı Cilt 1, II. Baskı, 2021, s. 165.
[2] RG, T. 4/2/2011, S. 27836.
[3] Prof. Dr. Baki Kuru, Av. Burak Aydın: Medeni Usul Hukuku El Kitabı Cilt 1, II. Baskı, 2021, s. 167.
[4] Yargıtay 17.HD, E. 2014/1172, K. 2014/1719, T. 13.2.2014.
[5] RG, T. 8/12/2001, S. 24607.
[6] Süleyman Topak: Boşanma Davalarında Yargılama Usulü, 2021, s. 165-166.