Ümmühan Sun Stajyer Avukat
Öğrenim
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi (2024)
Diller
Türkçe
İngilizce
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi (2024)
Türkçe
İngilizce
Medeni usul hukukunda ıslah, yargılamada sıklıkla başvurulan ve birçok yönden önemli sonuçları olan bir usul işlemidir. Islahın yargılamada bu denli fazla kullanılması birçok sorunun ortaya çıkmasına da neden olmaktadır. Bu sorunlardan birisi yenilik doğurucu hakkın kullanımını ıslah yoluyla değiştirilip değiştirilemeyeceği olup, bu sorun bir Yargıtay kararına konu olmuştur.
Aşağıda özetlenen Hukuk Genel Kurulu kararında, menfi tespit davalarında ispat yükü kendisinde bulunmayan tarafın yaptığı savunma sonucunda ispat yükünün yer değiştirmesi hâlinde, bu savunmanın ıslah yoluyla değiştirilemeyeceği ve böyle bir durumun hakkın kötüye kullanılması niteliği taşıyacağı ortaya konulmuştur. Karardaki hukuki sorun; kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit davasında, senetlerin avans niteliğinde verilmesi ve bedelsiz kaldığı iddiası karşısında ispat yükünün hangi tarafa ait olduğu, davalının cevap dilekçesiyle yeni bir vakıa ileri sürerek bu yükü üzerine alıp almadığı ve sonrasında sunduğu ıslah dilekçesiyle ilk savunmasıyla tümüyle çelişmesi halinde, bu ıslahın ispat yüküne etkisinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan 7550 sayılı Kanun ile, yabancılık unsuru taşıyan iş sözleşmelerine uygulanacak hukukun belirlenmesine ilişkin 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (“MÖHUK”) 27. Maddesine ilişkin değişiklik yer almaktadır.
İşçinin iş akdinin feshinden sonra başka bir iş yerinde çalışması mümkündür. Ancak, önceki işveren bakımından bu durum, özellikle rekabet yasağına aykırılık teşkil ediyorsa, işveren tarafından rekabet yasağına aykırılığın tespiti ve sonuçlarına ilişkin dava açılabilmektedir. Uygulamada, açılacak olan bu tür davalarda görevli mahkemenin hangisi olduğu hususunda tereddütler yaşanmaktadır. Nitekim, farklı mahkemelerce verilen kararlar arasında çelişkiler ortaya çıkmış; bu nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi hukuk daireleri arasında oluşan içtihat farklılığı üzerine Yargıtay tarafından uyuşmazlığın giderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay tarafından, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9. ve 15. Hukuk Daireleri arasında, işverenin işçinin yıllık izin dönemine ilişkin ücretini izinden önce peşin veya avans olarak ödeme yükümlülüğüne aykırı davranmasının, işçi bakımından haklı nedenle fesih sayılıp sayılmayacağına ilişkin verilen kesin nitelikli kararlar arasında ortaya çıkan uyuşmazlığın, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu kararı üzerine giderilmesine karar verilmiştir.