Doç. Dr. Erkan Duymaz Danışman

Öğrenim

2002 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur. Yüksek lisans ve doktora derecesini kamu hukuku alanında Jean Moulin Lyon III Üniversitesinden almıştır. 2015-2017 yılları arasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde raportör hukukçu olarak çalışmıştır. Halen İstanbul Üniversitesi SBF Hukuk Bilimleri Anabilim Dalında öğretim üyesi olarak görev yapmakta, anayasa hukuku ve insan hakları alanlarında dersler vermektedir. Duymaz ayrıca Avrupa Konseyinin Türkiye’de yürüttüğü çok sayıda projede danışmanlık yapmaktadır. İngilizce ve Fransızca bilmektedir.

Çalışma Alanları

Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Bireysel Başvuru

Diller

Türkçe
İngilizce
Fransızca

Blog

Hukuka Aykırı Delillerin Mahkumiyete Esas Alınması Sorunu ve AYM Genel Kurulu’nun 20.03.2025 Tarihli Kararı
05.09.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Doç. Dr. Erkan Duymaz

Anayasa Mahkemesi (AYM), 20/3/2025 tarihli ve 2020/27959 başvuru numaralı Hacı Karabulut (2) kararında, hukuka aykırı yolla elde edilmiş delillerin mahkumiyete esas alınması konusunda eleştiriye açık değerlendirmelerde bulunmuştur. Karar; “genel ilkeler” bakımından yeni bir şey söylemese de somut olay özelinde tartışmalı bir sonuca ulaşmakta, ayrıca uygulamada hatalı yorumlara neden olma riski barındırmaktadır.

Tanık Sorgulama Hakkı İstinabe Yoluyla Dinlenen Tanığın Beyanının Tek veya Belirleyici Delil Olarak Hükme Esas Alınması
05.07.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Doç. Dr. Erkan Duymaz

Adil/dürüst yargılanma hakkının sağladığı temel güvencelerden birisi olan tanık sorgulama hakkına ilişkin şikayetler sıklıkla bireysel başvurulara konu olmaktadır. Halihazırda İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM) ile Anayasa Mahkemesinin (AYM) tanık sorgulama hakkına ilişkin onlarca kararı bulunmaktadır. Bu kararlarda, mahkemelerin ulaştıkları sonuçlar kimi zaman tartışmaya açık olsa da, ortaya koyulan genel ilkeler bakımından içtihadın açık ve tutarlı olduğunu söylemek mümkündür. Konuyla ilgili daha önce yayımlanan “Adil/Dürüst Yargılanma İlkesi Işığında Tanık Sorgulama Hakkı”, “Belirleyici Delilin Tanık Beyanı Olması ve Tanığı Sorgulama Hakkı” ve “Yargılama Dışı Dinlenen Tanık Beyanının Hükme Esas Alınması” başlıklı yazılarımızda, tanık sorgulama hakkını Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) ilgili maddeleri ile İHAM ve AYM kararları ışığında ele almış, ceza yargılamalarının adil/dürüst yargılanma hakkının gereklerine uygun bir şekilde yürütülmesi için yapılması gerekenler hakkında görüşlerimizi dile getirmiştik.

Usule Aykırı İstinaf İncelemesi Nedeniyle Mahkemeye Erişim Hakkının İhlali
20.06.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Doç. Dr. Erkan Duymaz

İstinaf incelemesinin duruşmalı/duruşmasız yapılması ile ilgili olarak daha önce yayımlanan bir yazımızda İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin (İHAM) Deliktaş/Türkiye kararını incelemiş ve ülkemizde bu alanda yaşanan sorunlara değinmiştik. İHAM adı geçen kararda özetle; istinaf incelemesinin hukuki ve maddi vaka tartışmasını içermesi, bunun sonucunda sanığın suçluluğu veya suçsuzluğu hakkında bir karara varılması, mahkumiyete esas teşkil eden delillerin (sanık ve tanık beyanları gibi) sübjektif ve soyut nitelikte olması halinde, istinaf mahkemesinin duruşma açılması talebini yanıtsız bırakmasının adil/dürüst yargılanma hakkının gerekleriyle bağdaşmadığını belirtmişti.

Kötü Muamele İddialarının İncelenmesinde “Asgari Ağırlık Eşiği” Kriteri
11.06.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Doç. Dr. Erkan Duymaz

Kişinin yaşamını, dokunulmazlığını, maddi ve manevi varlığını koruma altına alan Anayasanın 17. maddesi, üçüncü fıkrasında, kimseye “işkence ve eziyet” yapılamayacağını, kimsenin “insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye” tabi tutulamayacağını hüküm altına almaktadır. Anayasanın 15. maddesine göre olağanüstü hallerde dahi askıya alınması mümkün olmayan bu güvence, insan onurunun her koşulda korunmasını amaçlamaktadır.

Ceza Yargılamasında Gerekçeli Karar ve Anayasa Mahkemesinin Denetimi
07.05.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Doç Dr. Erkan Duymaz

Gerekçeli karar hakkı, adil/dürüst yargılanma hakkının temel unsurlarından birisidir. Bunun yanında Anayasa m.141/3’de “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” denilerek, mahkemeler ve kararlar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın gerekçeli karar yazma yükümlülüğü açıkça ifade edilmiştir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.230, hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususları belirtmektedir. Anayasa Mahkemesine (AYM) yapılan bireysel başvurularda gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine dair şikayetler sıklıkla gündeme gelmektedir.