- CATEGORIES
- All Blogs
- Criminal Law
- Administrative and Tax Law
- Constitutional Law
- Human Rights Law
- Civil Law
- General Data Protection Regulation
- AUTHORS
- All Authors
- Prof. Dr. Ersan Şen
- Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız
- Dr. Erkan Duymaz
- Taner Akıncı
- Mert Maviş
- Ertekin Aksüt, LL.M.
- Beyza Başer Berkün, LL.M.
- Erkam Erdem, LL.M.
- Nur Zeynep Şen, LL.M.
- Seren Kutadgu, LL.M.
- Mehmet Erman Görür, MBA
- Buğra Şahin, LL.M.
- Tuncay Yılmaz
- Yılmaz Komit
- Mehmet Vedat Ervan, LL.M.
- Cem Serdar
- Alperen Gözükan
- Enes Efe
- Berra Berçik
- Tamer Berk Bayraklı
- U. Ateş Eskitaşçıoğlu
- Ahmet Faruk Asafgil
- Aybike Tümer
- Eren Polat Kutlu
- Öykü Taner
- Doğa Ceylan
- Beyzanur Kaya
- Beyza Kuver
- Dilşad Firuze Kaplan
- Furkan Aslan
- Nisan Bektaş
- Ece Efeoğlu
- Yusuf Baha Yılmaz
- Sevgi Aksoy
- Mehmet Emin Özdemir
- Bengisu Güripek
Ertekin Aksüt, LL.M.
Hükümlüye Vasi Tayini ve Hükümlünün Yeni Vekaletname Çıkarması
03.09.2024 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin AksütUygulamada; hakkında verilen mahkumiyet kararı kesinleşen şahsın, artık hükümlü olduğu için, daha önce müdafiliğini yapan avukatına, vasisi marifetiyle yeni vekaletname çıkardığı, şahıs tutuklu iken veya henüz hükümlü değilken avukatına verdiği vekaletnamenin artık geçersiz olduğunun kabul edildiği ve cezası kesinleşen hükümlü ile görüşmeye giden avukattan, hükümlüye atanacak yeni vasisi marifetiyle yeni vekaletname istendiği, aksi takdirde Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik m.20/4 uyarınca hükümlü ile üç kez görüşebileceği kuralının hatırlatıldığı, hükümlü olduktan şahıs vekaletnamesi olmayan üç avukatla daha önce görüşmüşse veya bir avukatla üç kez görüşmüşse artık avukatın, daha önce vekaletnamesi de olsa hükümlü ile görüştürülmediği görülmektedir.
Hakaret ve İfade Özgürlüğü ile İlgili Güncel Yargıtay Kararı
23.08.2024 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin AksütBu yazımızda; hakaret suçu ve ifade özgürlüğü ile ilgili değerlendirmeyi içeren Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 12.06.2024 tarihli, 2021/33801 E., 2024/8617 K. sayılı kararına değinecek, siyasetçiye karşı işlendiği iddia edilen veya sosyal medyada retweet, like (beğeni) olarak işlenen fiillerden dolayı faillerin ceza sorumluluğunu anlatacağız.
6493 Sayılı Kanun Kapsamında İzinsiz Faaliyette Bulunma Suçunda Ödeme Hizmeti
03.08.2024 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin Aksüt6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasının (ü) bendinde ödeme kuruluşu; “ödeme hizmeti sağlamak ve gerçekleştirmek için bu Kanun kapsamında yetkilendirilmiş tüzel kişi” olarak, ödeme hizmeti ise 1. fıkranın (s) bendinde, “bu Kanunun 12 nci maddesinde belirtilen hizmetler” olarak tanımlanmıştır.
Etkin Pişmanlık Düzenleme ve Uygulama Farklılıkları ile Etkin Pişmanlığın Şüpheliye veya Sanığa Hatırlatılması
30.05.2024 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin AksütTürk Ceza Kanunu’nda düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için etkin pişmanlık kapsamında değerlendirilecek fiilin (bilgi verme, ödeme yapma vs.) ne zaman icra edilmesi gerektiği ile ilgili Kanunda farklı düzenlemeler, uygulama farklılıkları ve kanuni düzenleme ile çelişen Yargıtay içtihadı olmakla, bu hususta örnek maddeler üzerinden değerlendirmeler yapma ve farklılıkları ortaya koymak, yine etkin pişmanlıktan faydalanma hakkının şüpheliye veya sanığa hatırlatılmasının gerekip gerekmediğini tartışmaya açmak istiyoruz.
Hakim Kararı veya Yazılı Emir Olmaksızın Yapılan Arama
07.05.2024 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin Aksüt5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Arama kararı” başlıklı 119. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Hakim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler. Ancak, konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama, hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabilir. Kolluk amirinin yazılı emri ile yapılan arama sonuçları Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilir”.
Kasten Yaralama Sonucunda Hayati Tehlikenin ve Ölüm Neticesinin Oluşması
05.04.2024 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin AksütBu yazımızda, kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmesi halini düzenleyen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.87/4 ve fiil sonucunda mağdurun yaşamını tehlikeye sokulması halini düzenleyen TCK m.87/1-d müesseseleri hakkında değerlendirmeye yer verilecektir. Bu hükümlerden bahsetmeden önce; kasten öldürme ile TCK m.87/4 ve m.87/1-d’nin ayırıcı unsurunun failin kastı olduğunu, TCK m.87’nin Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama başlığını taşımasından da anlaşılacağı üzere burada failin yaralama kastı ile hareket ettiğini, bununla birlikte ölüm neticesinin meydana gelmesi halinde, TCK m.86/1’e giren hallerde 8 ila 12 yıl, TCK m.86/3’e giren hallerde ise 12 ila 18 yıl hapis cezasının öngörüldüğünü, mağdurun yaşamı tehlike sokulduğunda ise, TCK m.86’ya göre belirlenen cezanın bir kat artırılacağını, TCK m.86/1’e giren hallerde cezanın 3 yıldan, TCK m.86/3’e giren hallerde ise 5 yıldan az olamayacağını ifade etmek isteriz.
Polisin Kimlik Sorması Sırasında Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Teslimi TCK m.192/1 Kapsamında Değerlendirilebilir mi, Hükümde Geçen Resmi Makamdan Kastedilen Nedir?
15.02.2024 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin Aksüt5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.192/1’e göre; “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz”. Yazımızın konusunu ise, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu m.4/A uyarınca durdurma ve kimlik sorma sırasında uyuşturucu veya uyarıcı maddenin tesliminin TCK m.192/1 kapsamında değerlendirip değerlendirilemeyeceği oluşturmaktadır.
Yaralamaya İştirak Sonrası Ölüm Neticesinden Sorumluluk
05.02.2024Prof. Dr. Ersan Şen Av. Ertekin Aksüt Y / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin AksütBu yazımızda; kasten yaralama sonucu ölüm; azmettirme veya yardım etme iradesi yaralamaya yönelik olmakla birlikte, mağdurun ölmesi sonucu azmettirenin veya yardım edenin hukuki durumu ve suç delillerini gizlemekle ilgili verilen Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 21.11.2023 tarihli, 2022/10189 E., 2023/7055 K. sayılı kararı incelenecektir. Yazının son kısmında, müşterek fail olarak iştirak edenin hukuki durumu da değerlendirilecektir.
Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddeyi Elinden Çıkarmak için Taşıyan Failin Sorumluluğu
03.02.2024 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin Aksüt, Stj. Av. Özüm Su Uzun5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesi, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarını ve faillerin ceza sorumluluğunu; TCK m.192’de düzenlenen etkin pişmanlık müessesesi ise, uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarını işleyen şahısların, yargı makamlarına hizmet ve yardımları karşılığında ceza sorumluluklarının kaldırılmasını ve azaltılmasını düzenlemektedir.
2313 ve 3298 Sayılı Kanunların Kapsamı ve TCK m.188 ile İçtima İlişkisi
21.09.2023 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin Aksüt2313 sayılı Kanunla, adı üzerinde uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin denetimi (murakabesi) düzenlenmiş, ayrıca kenevir ekimi ile ilgili cezai yaptırımlara yer verilmiş, yine 3298 sayılı Kanunda haşhaş ekimi ile ilgili ceza hükümleri yer almış, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imali, ithali, ihracı ve ülke içinde ticareti ile ilgili yaptırımlar ise, kanun koyucu tarafından önce 765 sayılı Kanun m.403’de, daha sonra ise 5237 sayılı Kanun m.188’de düzenlenmiştir. Buna göre; 5237 sayılı TCK m.188/1’de uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız olarak veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal ve ihraç etme, TCK m.188/3’de ise satma, satışa arz etme, başkalarına verme, sevk etme, nakletme, depolama, satın alma, kabul etme ve bulundurma fiilleri suç olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla; kanun düzenlemelerinin farklı olduğu ve farklı suçları içerdiği görülmekle, bazı durumlarda suçların bir arada düşünülebileceği ve karışabileceği de dikkatten kaçmamalıdır. Bu nedenle; aşağıda özellikle 2313 sayılı Kanun m.23/5’de tanımlanan kenevir ekimi, 3298 sayılı Kanun m.4 ve TCK m.188 kapsamında içtima ilişkisine değinmekteyiz.
Direnme Kararlarında İzlenecek Usul
29.03.2023 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin Aksüt5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Davaya yeniden bakacak mahkemenin işlemleri” başlıklı 307. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak bölge adliye veya ilk derece mahkemesi, ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar”.
Gizli Soruşturmacı Tayininde Genel ve Soyut Karar Sorunu
27.12.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin Aksüt5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi” başlıklı 139. maddesine göre; CMK m.139/7’de sınırlı olarak sayılan katalog suçlar yönünden soruşturma konusu suçun işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka surette delil elde edilememesi halinde, hakim kararı ile kamu görevlileri gizli soruşturmacı olarak görevlendirilebilir. Gizli soruşturmacı; özellikle örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçların ortaya çıkarılmasında ikincil delil yöntemi olarak kullanılmakta, başka türlü delil elde etmenin mümkün olmadığı durumda ve suça karışmamak kaydıyla hakim tarafından kamu görevlilerinin gizli soruşturmacı olarak görevlendirildiği, gizli soruşturmacının suça ilişkin delil toplama konusunda yetkili kılındığı, bu yolla faillerin ve delillerin ortaya çıkarılmasının amaçlandığı görülmektedir. Gizli soruşturmacı ile gizli tanığı veya muhbiri karıştırmamak gerekir.
Hazine, Beraat Eden Sanık için Vekalet Ücreti Ödememeli (mi?)
05.10.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin AksütHakkında beraat kararı verilen sanıklar için Hazine aleyhine sanık müdafiine vekalet ücreti takdir etme hususunda son dönem bazı tartışmalar ile bu uygulamanın kanuni dayanağının bulunmadığı, Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) asgari ücret tarifesinin ise, yasanın öngörmediği yetkiyi kullanmaktan ibaret olduğu yönünde görüşlerin yer aldığı görülmekle, konunun yasal mevzuat çerçevesinde açıklanmasının isabetli olacağı kanaatindeyiz.
Savcının Tahliye Talebi ile Hakim Bağlı mıdır?
20.07.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin AksütSoruşturma aşamasında cumhuriyet savcısının, şüphelinin adli kontrol tedbiri tatbik edilmek suretiyle serbest bırakılmasını sulh ceza hakiminden talep etmesi, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 103. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiş olup, buna göre savcı; istemini sulh ceza hakimine yöneltir, sulh ceza hakiminin istemi uygun görmesi halinde şüpheli, uygun görülen bir adli kontrol tedbiri tatbik edilmek suretiyle serbest bırakılır. Bu hükmün tatbikinde; hiç tutuklu olmayanın adli kontrole sevkinde bu taleple bağlı olmayan hakim, tutuklu olup da adli kontrol altına alınarak serbest bırakılması cumhuriyet savcısı tarafından talep edilen şüphelinin adli kontrol tedbiri uygulanmaksızın bihakkın salıverilmesi mümkün değildir. Hakimin talebi kabulü zorunlu olmadığı düşünülse de, talebin konusu ile bağlılığın CMK m.103/1 çerçevesinde ele alınması gerekir. CMK m.103/1’e göre; “Cumhuriyet savcısı, şüphelinin adli kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını sulh ceza hakiminden isteyebilir. Hakkında tutuklama kararı verilmiş şüpheli ve müdafii de aynı istemde bulunabilirler”.
Müdafiin, Şüphelinin Kolluk İfadesine Aktif Katılma ve Beyanda Bulunma Yetkisinin Engellenmesi
16.06.2022 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin Aksütİçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından düzenlendiği anlaşılan, “Tavsiye kararı” konulu, 13.06.2022 tarihli yazıda, şüphelilerin kolluk ifade tutanaklarında avukat beyanlarına yer verilip verilmemesi hususunda açıklamalarda bulunulduğu görülmektedir.
Adli Tatilde Tutuklu İşler Yönünden Süreler İşler mi?
08.08.2021 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin AksütAdli tatil yaklaşırken; adli tatilde sürelerin işlemesi, duruşmaların görülmesi ve dosyaların incelenmesi konusunda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu düzenlemesine ve tutuklu dosyalar yönünden sürelerin işleyip işlememesi ile ilgili olarak verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay 1. ve 14. ceza dairelerinin kararlarına değinmek isabetli olacaktır.
Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Suçlarında Etkin Pişmanlık Hükümlerinin Tatbik Zamanı ve Kapsamı
21.04.2021 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ertekin Aksüt5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Etkin pişmanlık” başlıklı 192. maddesi; uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarını işleyen şahısların, yargı makamlarına yardımları karşılığında cezasının kaldırıldığı veya azaltıldığı özel düzenlemeyi içermekte olup, buna göre uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak eden ve kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran şahısların yaptığı yardımlar ve yardımların yapılma zamanı, faillerin yaptırımlarını ve hukuki durumlarını lehlerine etkilemektedir.
Bu yazının konusunu; Yargıtay’ın bozma kararına uyduktan sonra ilk derece mahkemesinin veya bölge adliye mahkemesinin ne şekilde hareket edeceği, sanık aleyhine hangi durumlarda karar verip veremeyeceği, sanığın ifadesini hangi durumlarda alıp almayacağı oluşturmaktadır.
Ceza Muhakemesi Hukukumuzda tutuklama müessesesinin tatbiki sürekli tartışılmakta, bazılarına cömert, bazılarına ise olması gerektiği gibi, yani son çare olarak uygulandığı, bunun da eşitsizlik oluşturduğu belirtilmektedir. Bu yazıda tutuklamanın şartlarına değinilmeye, uygulamada yer alan sıkıntıların önüne geçmek adına, çözüm yolları gösterilmeye çalışılacaktır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) keyfi uygulamanın önüne geçmek amacıyla 5353, 6352, 6526 ve 6763 sayılı kanunlarla bazı değişiklikler yapıldığı, ancak bu değişikliklerin tatbikatta hiçbir iyileşmeye yol açmadığı görülmektedir. Yazıda bunun nedenlerine de yer verilecektir.
Son günlerde; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun özellikle barolarda ve Türkiye Barolar Birliği’nde yapılacak seçimleri ilgilendiren hükümlerinin değiştirileceğine, hatta Avukatlık Kanunu’nun tümü ile yenileceğine dair haberlerin çıktığı görülmektedir. Bu haberlerin hemen ardından toplam 199 madde ve dört geçici maddeden oluşan “Avukatlık Kanunu Taslağı” adlı bir çalışma paylaşıldı, ancak bu Taslağa sahip çıkılmadı, Taslağın eski olduğu, gündemde olmadığı ve yapılması düşünülen düzenlemenin yürürlükte bulunan 1136 sayılı Avukatlık Kanunu üzerinden gerçekleştirildiği de ifade edildi.
Türk Ceza Kanunu’nun “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. maddesinin bir nitelikli halini düzenleyen 8. fıkrasında; maddede tanımlanan suçların “tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, ...
1. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin 3. fıkrasında, suça konu maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, ...
28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçunu düzenleyen TCK m.191 hükmünde köklü değişikliklere gidilmiş, madde başlığına ve hükme “uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” suçları eklenmiş, ...